( Eski ama hala güncel  bir yazıdır)    Cahiliye dönemlerinde zina suçuna karşı t...

 

( Eski ama hala güncel  bir yazıdır)

   Cahiliye dönemlerinde zina suçuna karşı taşlanarak öldürme cezasının infazı yapılmak üzere bir kadın infaz alanına getirilmiştir, kalabalık halk etrafını daire şeklinde çevirerek ellerinde taşlarla din adamının vereceği emri kızgınlıkla ve heyecanla beklemektedirler, infaz saati gelmiştir ve uygulanması kaçınılmazdır, yalnız ne olduysa o gün ilk defa infaz görevlisi kadına dönerek son arzusunu sorar-idam mahkûmuna son arzusu geleneği bu efsaneye dayanmaktadır- Kadın öleceğini anlamıştır ama o anda aklına zekice  bir fikir gelir ve “evet son bir sözüm var” der herkes bir anda şok olur. Kadın gayet kendinden emin, sıkı ve ciddi bir şekilde ellerini kaldırarak duasını yapar, ellerini yüzüne sürdükten sonra derki: “Bana ilk taşı hayatında hiç günah işlememiş birisinin atmasını istiyorum, çünkü Allah her şeyi bilir ve görür”… Alandaki kısa bir sessizlikten sonra herkes teker teker ayrılır, bir süre sonra kimse kalmaz ve kadın da taşlanarak ölüm (Recim) cezasından kurtulmuş olur. 

        Hikaye bu, şimdi bunu kaçak ocaklara nasıl bağlayacağımı merak edenleri fazla bekletmeyeceğim. Öncelikle sayın Vali ve sayın Emniyet Müdürü ve Jandarmanın yapmış oldukları çalışmalar arasında  bu tür gayri meşru oluşumlara engel olmak zaten var, çözüm için önemli çabalar sarf ettiklerinden de şüphe duymuyoruz. Çözüm var mı? Elbette var, hiçbir şey çözümsüz değildir, yeter ki yapılacak işlemlerden önce her şey eni-konu araştırılsın, aksi halde çözüm ,çözüm olmaktan çıkar ve istenmeyen sonuçlara sebep olur. 

     Sayın Mülki Amirler  çözüm ararken bir de bunu vatandaşlarına sorsunlar ve desinler ki “ aranızda kimin eli temizse ilk taşı o atsın” … Zonguldak’ ta yaşayıp da kaçak ocaklardan kömür almamış insan ve kuruluş bulamazsınız sayın Amirlerimiz, öyle veya böyle hemen hemen herkesin mutlaka bir yerlerde yolu bu gayri meşru çalışanlarla kesişmiştir, hatta buna kamuyu da ilave edelim. Çok değil doğal gaz gelmeden önce bir çok kamu kuruluşu bu ocaklardan kömürünü alıyordu, fatura da bir türlü uyduruluyordu, belki de sizden önceki amirlerimiz  geçen yıllarda bu ocaklardan çıkan kömürlerle ısındılar kim bilir.  

Böyle bir yazı yazmak yapılan çalışmalara destek amaçlıdır çünkü damdan düşenin halinden damdan düşen anlar, yıllarca bu çalışmalarla mücadele etmiş biri olarak bizim de söyleyeceklerimiz olur diye düşünüyorum, ama düne göre şimdi çözüm daha kolay çünkü mostra ağırlıklı kömürler tükendi, bu bölgede bundan böyle derin ocak madenciliği yapılacağından bir çok saha sahibi bile çalışmayı göze alamayabilirler, kaçak çalışmalarda bir süre sonra kendiliğinden bitecektir, üst kotlarda ekonomik rezervler tükenme noktasındadır. Rezervin bitmesi faaliyetlerin biteceği anlamına gelmesin, bilakis tehlikeli duruma gelmektedir, çünkü kaçak bile olsa ocaklara yapılan yatırımlar bir anda gözden çıkarılacak meblağlar değil, selden kütük kapmaya çalışacaklar ve bu da felaketlere zemin hazırlayacaktır, burada devletimizi yönetenler bir defaya mahsus şefkatini gösterecek ve çalışanlarla oturup konuşacaklar, ocak sahipleriyle konuşacaklar, jandarma ve polisiye tedbirlerle çözüm olmadı. Çözüm bulalım da daha fazla canımız yanmasın diyorsanız oldukça basit: Elinizde araç var, personel var, Allah’a şükür yetki de var, bölge  o kadar karmaşık da değil, benim gibi çözüme katkı yapacak insanlar da varken; kaçak ocaklarda çalışanların listesini çıkaralım, hepsi oldukça kalifiye eleman olduklarını göreceksiniz, bir defaya mahsus yeni bir KHK ile TTK ya yerleştirelim, ondan sonra bu tür çalışmaları yapanların gerçek hırsız oldukları  kesin olacağından; hapse mi atarsınız, ne yaparsanız yapın eti de sizin, kemiği de, ama önce çalışmak zorunda olanları bir ayıklayalım, eğer adamın çalışmaya ihtiyacı varsa bu bölgede başka da iş yoksa, iş bulsa dahi ucunda para alamıyorsa, her türlü cezayı göze alır, yakalanana kadar çalışır, akşama 250 tl sini alır, o günü kurtarır, yarına Allah kerim. 

  Yazan: Mehmet Çelik