Bu kentin kaderi nasıl yazılmış bilemiyorum, belki de çok iyi yazılmıştı da biz okumasını bilemedik, belki de berbat bir kaderi vardı da biz daha beter hale getirdik.
Her nasıl olursa olsun “Coğrafya kaderdir” sözü ne yazık ki gerçektir, aslında gerçek değildi de bizler ayıp olmasın diye gerçeğe çevirdik. 
Şimdi başımızı iki elimizin arasına alalım ve eni-konu bir düşünelim; bu kent ve çevre coğrafyasında neyimiz noksan? 
Her şey fazlasıyla var, deniz ve ürünleri, orman, tarım, yeraltı ve yerüstü zenginliğimiz, bulunduğumuz coğrafya olarak konumumuz, yani sözün özü bir canlının yaşayabilmesi için bütün unsurlar var olmasına rağmen biz insanlar hem düzgün bir yaşam kuramıyoruz, hem de elimizdeki nimetleri çöpe atmak için yarışıyoruz. 
Elimizdeki bu nimetleri çöpe atacak ne kadar insan varsa onları seçip başımıza getiriyoruz, onlar da ne oldum delisi egolarıyla ağzımızın içine ediyorlar, adamlar da haklı biz onlardan bunu istiyoruz çünkü…

Daha önceki yazılarımda “Sandıktan Mantık Çıkarmak” diye dile getirdiğim gibi her toplum seçtiği insandan sorumludur, seçilen insanlarda toplum ne istiyorsa onu vermekle mükelleftir, işte demokrasini güzelliği buradadır: Çoğunluğun azınlığa tahakkümünü yasaklamış ve onun yerine iktidar- muhalefet seçeneğini ortaya koymuştur, konuyu dağıtmak istemiyorum ama dert çok olduğundan ister istemez dağılıyor.

Yerelde seçilen karakter eğer iktidara mensupsa ve çoğunluk ne istiyorsa onu vermek için çaba harcıyor, yok seçilen karakter muhalefet ise ne yaparsa yapsın her türlü engel çıkaran bir genel siyaset anlayışı hâkim.

Şunu diyemiyoruz: “Başka Türkiye Yok !”   ama şunu çok rahat diyoruz: “Benim hırsızım iyidir”, ya da kendi camlarımızın kirini görmezden gelip “Karşı komşunun çamaşırları ne kadar pis” deyip bunu da marifetmiş gibi yandaşlarımıza sunuyoruz.

Bu kadar gevezelik yeter bütün bu kısır döngülerden kurtulan bir Zonguldak temennisiyle yakın bir gelecekte bu kent ve çevresinde oluşacak radikal değişimleri göremeyen yerel siyasetçilere yetki verirsek şu anda elimizin altında bulunan tüm nimetleri yakın vilayetlere ve ilçelere kaptırıp Zonguldak’ı kocaman bir emekli köyü yapabiliriz, Henüz vakit erken ve önümüzde mükemmel bir seçenek varken lütfen sadece Zonguldak’ı düşünerek siyaset üretmeyelim, tüm çevrede oluşan değişimleri de dikkate alarak göreve talip olalım aksi halde aynı kısır döngüde dolap beygiri gibi döner dururuz, eğer bu değişimleri dikkate alarak ufku geniş insanları göreve getirirsek inanın bu kent mevcut imkanlarla yaşamaya değer bir Avrupa kenti olur ki bu bir ütopya değildir.
Bu kent için tasarlanmış ve düşünülmüş o kadar çok alternatifler var ve bunları zaman zaman köşemde açıkladım, ben bu kente olan vefa borcum nedeniyle gereğini yapmaya çalıştım, bundan sonrası göreve talip olanların. 
Şu anda ben vicdanen rahatım ve bundaki en çok pay; yerelde benim kendimi ifade etmeme aracı olan başta Kanal Z,  Yeniadım ve en son olarak yazılarımı sansürsüz yayınlayan İmza Gazetesi ve yöneticilerine teşekkür ediyorum. 
Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruattır. 
Nokta.