İnsanlığın en büyük düşmanının ŞEYTAN olduğunu bilir buna inanırız. Çocukluğumuzda büyüklerimiz ve din adamlarımız camilerde de ŞEYTAN'ın fitne ve fesadından uzak durmamızı öğretmişlerdir. Doğru, dürü...

İnsanlığın en büyük düşmanının ŞEYTAN olduğunu bilir buna inanırız. Çocukluğumuzda büyüklerimiz ve din adamlarımız camilerde de ŞEYTAN'ın fitne ve fesadından uzak durmamızı öğretmişlerdir. Doğru, dürüst, inançlı ve içinde ALLAH korkusu olan insanın da her zaman zararsız ve güvenli olduğunun altını çizmişlerdir. Yaşadığımız dünyanın geldiği duruma ve teknoloji çağına bir göz attığımızda bırakın insanın en büyük düşmanı olan Şeytanı, insanların şeytanlaştığını ve hatta şeytandan da üstün zeka oyunlarıyla topluma çok büyük zararlar verdiğini daha net olarak izliyoruz. Yaşadığımız şehir Zonguldak, "CADI KAZANI" gibi fokur fokur kaynıyor. Ne demek CADI KAZANI... "Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer." olarak ifade ediliyor. Herkesin kafasında bir plan. Varsa yoksa para. Para hırsı sebebiyle kalpler kırılıyor. İnsanlar birbirlerine düşman kesiliyor. Hatta öldürülüyor. Sadece Zonguldak değil elbette. Ülkenin dört bir yanında, Her akşam TV ekranlarında inanılmaz olayları ibretle seyrediyor kahroluyoruz. Bir toplum bu kadar mı bozulur. Bir toplum bu kadar mı aklında şeytani fikirlerle boğuşur. Zonguldak'ın haline bakın. Bazı basında ve sitelerinde yayınlanan iğrenç iftiralar, karalamalar, aşağılayıcı ifadeler, belden altı yazılar para için yapmadık şey bırakmayanlar ve kafalarında dolaşan ŞEYTANİ fikirler yüzünden insanlıktan nasibini almayanlar vallahi de yazık, billahi de yazık. Bu kadar mı çirkinleşir insanoğlu... Bu kadar mı karakterlerini ayaklar altına alır. Hiç mi düşünmezler bu dünyanın öbür tarafında da hesap verileceğini. Hesaba çekileceklerini... Yedin-içtin. Can ve canlar yaktınız. Şeytani fikirleriyle ceplerini doldurduğunuz paralarla o boğazından giren haram lokmaların zamanı geldiğinde gırtlağından İRİN olarak çıkacağını hiç mi düşünmezsiniz.? Gün ola harman ola... Bu kervan böyle gitmez. Bu dümen hep sizden yana dönmez. Güvendiğiniz dağlara elbet bir gün karlar yağar. Hz. Nuh’un gemisi nasıl ki zamanında büyük bir tufanda battıysa şeytani fikirlerle kalplerini karartanların insanlara zarar verenlerin gemisi de çok yakıdır batmaya mahkumdur. İşin en önemli tarafından biri de, bu şehirde işini düzgün yapanların önüne set çekmeye, karalamaya çalışıyorsunuz. İşte size bir örnek... Aklıma geldi de onunla örnek vermek istedim. Biliyorum buna da bir kulp bulacaksınız ama olumlu-olumsuz bu örneği yazacağım. Zonguldak insanının oylarıyla seçimi kazanmış olan ve 5 sene halktan yetki alan Dr. Ömer Selim Alan, Belediye Başkanlık koltuğuna oturduğundan itibaren en sert eleştirilerin odağı haline geldi. Bu şehrin çok daha güzel ve çağdaş olması adına projelerini hayata geçirmeye çalışıyor, gece gündüz demeden Zonguldak güzel olsun istiyor ama "HAYIR OLMAZ Zonguldak bu kadar güzelliğe layık değil." zihniyeti taşıyanların yüzünden adam başkan olduğuna da pişman olur hale geldi. Bu şehir ne başkanlar gördü ama bırakın adamı da çalışsın, Zonguldak çok geride kaldı, diğer şehirler kanatlandı uçuyor, işini yapmasını projelerini tamamlamasını bekleyin. Seçim zamanı geldiğinde beğenmezseniz bir daha oy vermez seçmezsiniz, hiç kimse halktan üstün değildir. “Çamur at izi kalsın” devri çoktan geçti. Yeter artık Zonguldak'ın kaderiyle oynamayın. ŞEYTAN bırakın o zaten görevini yapıyor. İnsanın son nefesine kadar da yapmaya devam edecek. O insanları inkarcılığa ve kötü yola getirmek için görevlendirilen lanetlidir. Şimdi bu yazıyı okuyanlar diyeceklerdir ki; Bu taşlar kimin kafasına dank etti. Dürüst olanlara lafımız yok. Sözümüz meclisten dışarı. Kimlere gittiğini arif olan anladı zaten. Zonguldak elbet gün gelecek bu şeytan fikirli insanlardan kurtulacaktır. Bu şehre kim bir çivi çakıyorsa ona şapka çıkartırız. Kalın sağlıcakla…