Yaşanmışlıklarımıza geçmişe yönelik her insanın keşke diyerek gereksinimleri olmuştur.

İnsan zihninin anlamlı bir bütün yaratarak zamane karşılanamayan şeyleri muhakeme edebilmesi derin ruhsal eksiklikler oluşturmaktadır. Bireysel her istek, gereksinme ve yahut ta davranışlarımız şimdi elimde olsa da o an yapabileceğimin fazlasını veya hiç yapmasaydım duyumsamasıyla hareket edebilirliğe irade sahibi olabilseydik diyerek düşünürüz.

      Varlık ve yoksunluklarla hayatımızı idame ettirirken karşılanamayan gereksinimlerimizin neye sebep verdiklerini zamanla anlamlaştırabilmekteyizdir. Doğal bedensel ve duygusal ihtiyaçlarımızın kendimizce ihtiyaç olduğunu bilinciyle karşımızdakilerinde muhtaç olduğunu bilerek geri dönüşü olmayan şeyleri yapmamak, kararlarımızı istişare ederek alabilmek gerekir. Herkesin diğerlerinden farklı olduğunu, herkesin kendine değer katacak bir yanı olduğu kanısıyla yapabileceğimizin en iyisini pozitif yapmamız gerekmektedir.

     Yapabileceğimiz yapamayacağımız davranışlarımızı çevremize sergilerken sınırlarını belirleyebilme erdemliliğiyle hareket etmemiz beklenmektedir bizlerden.. Her bireye aynı tepkiler verilemeyeceği gibi ruhen kaldıra bilinirliğini iyi gözleyebilmeliyizdir. Yaşamımıza yön veren duygularımıza saygı duyarak davranışlarımızda çok dikkatli olmalıyız. Ruhsal temel gereksinimlerimiz karşılanmazsa yaşamımızı tehdit edecek psikolojik travmalara sebep olacaktır.

     Zamanımızda en yoğun şahit olunanlarda,  şimdi elimde olsa mükemmeliyetçiliği kendime sorun etmez hatasız insan olmayacağını kabullenerek hayatımı sürdüre gelirdim inancıyla yaşamını kolaylaştıran mantıkla hareket etmek daim kazançlı çıkartacaktır. Toplumsal sosyal erozyona uğrayan bireyler müdanasız diyalogları kabullenmişçesine kurulu düzenlerinden vazgeçebilmektedirler ki sonrasında yaşanan ruhsal ve duygusal depresyonları kendi başına atlatabilmek zorunda kalabilmektedirler ki üzücüdür ki çoğu atlatamamaktadırlar.

     Verimsiz ve düzensiz kabul gören yaşamlar er geç istenmeyen şekilde son bulmaktadırlar. Çevremize gösterdiğimiz iletişim karşılık bulmadığında elbet içsel bir ruhsal çöküntüyle başbaşa bırakacaktır. Yetiştiğimiz aile yapısından süregelen bireydeki özgüven ve karar kılıcı irade her zaman bize yol gösteremeyeceği gibi çevremizden tecrübe sahibi insanlardan bilgilenmek acı kararlar vermemizi önleyecektir.

     Vicdanımızın temelini sağlıklı suçluluk duygusu oluşturur. Zamanı geldiğinde seçim yapmak en zoru olduğunu yaşayanlar çok iyi bilecektir. İşte yaşanılanların maddi zararından fazla manevi hasarının geri kazanılamayacağını yaşamı boyunca ağır bir içsel duyguyla hissedecektir. İşte elimde olsa da geride bırakılanlar tekrar benimle olsaydı yalnızlığım tek dostum olmasaydı. Her verilen istenç karar bizden bir parça koparır. Hayat sürprizlerle dolu hazırlıklı olmalıyız..

    ARAŞTIRMACI YAZAR

  VOLKAN YAŞAR BERBER