Teşvikler konusunda daha önceki yazılarımda değindim, ilk dile getiren ben değilim belki, ama ben herkesten daha çok bu konunun üstüne gittim, giderim ve gideceğim, çünkü teşvik nimetinin ne demek olduğunu bilenlerdenim, gittim, gördüm ve yazayım isterseniz. 6. bölgede olan bir vilayetteki işvereninin SGK diye bir derdi yoktur, anti parantez belirteyim kentimizde SGK borçları yüzünden kimsenin yüzü kalmadı, 6. bölgede yer sorununuz yoktur devlet işverene  bedava yer veriyor. Aklınıza gelen ne kadar vergi türü varsa asla başınız derde girmez, çünkü böyle bir sorununuz yoktur, uygun proje ile giderseniz; İster tarım-hayvancılık olsun, ister  maden ve sanayi olsun yarattığınız istihdam büyüklüğüne göre gerek AB ve gerekse Diğer uluslararası örgütlerden sağlanan hibe ve ya düşük faizli kredilerden faydalanmanız mümkün. Ne işle iştigal ederseniz edin ÇSGB müfettişleri ile başınız derde girmez, madencilik açısından söyleyecek olursak; Şırnak’a gittim, inanın çalışma koşullarındaki ilkelliği görünce şaşırdım, işverene sordum;” Bu işyerlerinizi ÇSGB müfettişleri denetliyor mu?” cevap alamadım , çünkü adamlar böyle bir denetim şeklini sanki ilk benden duymuşlar gibi, belki şimdi düzelmiştir, aradan çok zaman geçti ama, 6. bölgede olmanın avantajlarını burada anlatamam, çünkü sayfalar yetmez. Bizim önerimiz şudur: Bu kent ve insanımız geçmiş yıllarda bu memlekete epey hizmet etti, bu uğurda binlerce can verdi ve ülke ekonomisini ayakta tuttu, halen aldığından fazlasını bütçeye veren bir konumdadır, biz ülkenin kamburu olmak istemiyoruz, ancak; Erdemir, Eren ve diğer birkaç sanayi kuruluşları yüzünden 3. bölgede bulunmamız ve teşviklerin nimetlerine uzak kalmamız büyük haksızlık. Bu gün bile coronavirüse en çok bedel ödeyen bizleriz çünkü her bedeli sağlığımızla ve canımızla ödüyorsak ve ülke ekonomisine katkı yapıyorsak 6. bölge olmasa bile, 5. bölgede olmak bizim de hakkımız,.Buradan siyasetçilerimize ricamızdır hiç değilse bu konuda bir şeyler yapın, bu bölgede teşviklerden faydalandığımızda belki de sizin yakınlarınız bile daha çok faydalanacaktır, biz bunu fazlasıyla hak ettik. Daha detaylı bilgi bu işin uzmanları verebilir ama iyi bir siyasetçinin cesaretine ihtiyacımız var gerisi hikâye.

 

ÇATES

Erdal Gülay’dan açıklama! Erdal Gülay’dan açıklama!

Uzun laf sıkıcı olur, bu tesiste aslında eksiklikler giderildi, derin deniz deşarjı mazeret gösterilerek açılmasına müsaade edilmedi ama herkes biliyor ki eski durumlar olsaydı bu sorun olmayacaktı, burada yine sayın siyasetçiler Ankara hükümetine derdimizi iyi anlatamıyorlar. Şunu çekinmeden söylemek gerekir; Çatalağzı’nda kurulu bulunan 2x150 mw gücündeki elektrik santrali yerli kömüre göre dizayn edilmiştir ve bu sektör çalışmazsa TTK biter, yerli üretici batar, ocaklarına devasa yatırım yapmış olan devlet ve özel sektöre ait yatırımlar bir daha kullanılmayacak şekilde yer altında kalır ki önemli bir servettir, TTK daki 9000 çalışan, özel sektörde 2500 çalışan insanların ekmek teknesi kapanmış olur, bu insanların işsiz kalmasıyla bölgede yaklaşık 40000 kişi mağdur olur, bu mağduriyet diğer kesimlere de yansır ve domino etkisi yapar, hasar büyük olur, bir an önce önlem alamayan siyasetçilere ; Bu bölgede göç hızlanırsa milletvekili sayımız düşer, yatırımlar azalır, bölge bütün güzelliğiyle birlikte yaşayan ölüye döner, buna örnek: Gelik, Karadon, Armutçuk gibi yerlerimizin dünü ve bu gününü göremiyorsak, bütün bu yazdıklarımız boşa gider, sevgili siyasetçilerimiz, lütfen bu kenti sevin, bu kent için Cumhurbaşkanından azar bile iştin, siyasetinizin sonu olsun, bütün bu kayıplara değer çünkü, bu kente bir çivi çakın biz sizi başımızın üstünde taşırız. Sayın siyasetçiler Çates’te çözüm oldukça basit, çağırın bizi ve ya daha da uzmanları bir dinleyin, bedava, vallahi de bedava ,billahi de. Kendimi bir şey saymıyorum ama artık bıçak kemiğe dayandı ,kimsenin dayanacak gücü kalmadı.Lütfen! Lütfen!

 

KAYBOLAN HEVESİM

Yazı yazmayı çok seviyorum, bu nedenle buradayım ama artık hevesim kırıldı gibi bir şey.  Sadece bu kentin kaderi midir nedir bilemiyorum, bu kente gelen devlet temsilcileri de bir süre sonra bize benziyor ve olmayacak şeylere şahit oluyoruz. Yazın dünyası dersen? Ya bu nasıl bir davranış biçimidir, nasıl bir ?? Bazı olayları okuyoruz, duyuyoruz , 3-5 yaşındaki çocuklar bizlerden daha seviyeli, ne bileyim tahammül yok, hoş görü yok, gammazlık var, çekememezlik var, neyi çekemiyorlar anlamıyorum? Yazacak çok şey var ama dedim ya hevesim kırılıyor, kırılmasına ama ? Yok yok dilimizin döndüğünce yazalım ne kaybederiz ki?

Bu gün sevgili Aden’in de doğum günü. Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramınız kutlu olsun sevgili çocuklar. Teşekkürler bizlere bu güzellikleri yaşatanlar Allah sizlerden razı olsun , Mekanınız cennet olsun.

 

https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-tesvikler-cates-ve-kaybolan-hevesim-177.html