11 Mart 2024 Hicri 1445 Pazartesi günü, ayların sultanı, ilk günleri rahmet,ortası afv ve mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş olan Ramazan-ı şerif ayının birinci günü ile şereflenmiş olduk.

İslam alimleri;
“Ramazan-ı şerif ayını,ahireti kazanmak için bir fırsat bilip,elden geldiği kadar ibadet etmeli,Allahü Teala’nın razı olduğu işleri yapmalıdır.
Allahü tealanın gazabına sebeb olabilecek bütün kötülüklerden,haramlardan sakınmak,iman,ibadet bilgilerini,haramları öğrenmek,kul haklarından sakınmak,varsa helalleşmek,günahlardan tevbe etmek lazımdır…

Her şeyden önce i’tikadı sağlam tutmak.Ehl-i sünnet alimlerinin bildirdikleri, hurafelerden arınmış doğru i’tikadı öğrenmek ve buna göre inanmak lazımdır.
itikat düzgün olmayınca tutulan oruçların,kılınan namazların ve diğer ibadetlerin, bir faidesi olmaz.
Çünkü,itikadı bozuk olanların,muhakkak cehenneme gidecekleri hadis-i şerifte bildirilmiştir.
Bunun için,Ehl-i sünnet alimlerinin yazdıkları ilmihal kitaplarını alıp okumalı,doğru imanı öğrenmeli,sonra ibadetleri yapmalı,haramlardan sakınmalıdır.

Allahü teala,şartlarına uygun yapılan tövbeleri kabul edeceğini va’detmiştir.
Böyle mübarek geceleri,günleri ve ayları fırsat bilip,çok tevbe-istiğfar etmeli,affolunmak için, Cenab-ı Hakk’a yalvarıp yakarmalıdır.

Sonra ibadetleri,haram ve helal olanları öğrenmeli ve bunlara göre ibadet yapmaya çalışmalıdır.
Kıymetli zamanlarda bu bilgileri okumak,öğrenmek,nafile namazdan ve diğer bütün ibadetlerden çok kıymetlidir.
Mübarek Ramazan ayında,herhangi bir özür ile oruç tutamayanlar,Ramazandan hemen sonra,o günlerin oruçlarını kaza etmelidir.
Kaza namazı borcu olanların,kaza orucu olanların nafile ibadetlerle meşgul olmaları,boşuna zahmet çekmektir.Önce farz borçları yerine getirilmeli, ödenmelidir.
Ancak farz borçlardan kurtulduktan sonra,nafile olarak yapılan ibadetlerin bir faidesi olur.

Resulullah”Sallallahü aleyhi vesselam”efendimiz Şaban ayının son günü hutbede buyurdu ki: Ey müslümanlar !üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki,bu aydaki bir gece(Kadir gecesi),bin aydan daha faidelidir.Allahü teala, bu ayda,her gün oruç tutulmasını emretti.Bu ayda geceleri teravih namazı kılmak da sünnettir. 
Bu ayda,Allah için küçük bir iyilik yapmak,başka aylarda,farz yapmış gibidir.
Bu ayda,bir farz yapmak,başka aylarda yetmiş farz yapmak gibidir.
Bu ay,sabr ayıdır.Sabr edenin gideceği yer Cennettir.
Bu ay,iyi geçinme ayıdır.
Bu ayda mü’minlerin rızkı artar.
Bir kimse,bu ayda,bir oruçluya iftar verirse,günahları afv olur.Hak teala,onu cehennem ateşinden azad eder.O,oruçlunun sevabı kadar,ona sevap verilir.
Eshab-ı kiram,dediler ki:Ya Resulallah !Her birimiz,bir oruçluya iftar verecek,onu doyuracak kadar zengin değiliz.Resul”Aleyhisselam”buyurdu ki:Bir hurma ile iftar verene de,yalnız su ile oruç açtırsana da,biraz süt ikram edene de,bu sevap verilecektir.
Bu ay,öyle bir aydır ki,ilk günleri rahmet,ortası afv ve mağfiretin ve sonu cehennemden azad olmaktır.
Bu ayda,emri altında olanların vazifesini hafifletenleri,Allahü teala afv edip,Cehennem ateşinden kurtarır.
“Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teala çok sever.Bunlar Kelime-i Şehadet söylemek ve istiğfar yemektir.İkisini de zaten her zaman yapmanız lazımdır.Bunlar da Allahü Teala’dan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden o’na sığınmaktır.
Bu ayda,bir oruçluya su veren bir kimse,kıyamet günü susuz kalmayacaktır.”Sahih-i  Buhari’deki bir hadisi şerifte de Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
“Bir kimse Ramazan ayında oruç tutmayı farz(vazife)bilir ve orucun sevabını,Allahü Teala’dan beklerse,geçmiş günahlar affolur.”
Bu hafis-i şeriften anlaşılıyor ki,orucun Allah’ın emri olduğuna inanmak ve sevap beklemek lazımdır.Günün uzun olmasını,oruç tutmayanlar arasında güçlükle oruç tutmayı,fırsat ve ganimet bilmelidir.”şeklinde bildiriyor.

İşte böyle bir iklimde,
zalimlerin zulümlerinin ardı arkasının kesilmediği ortamda,
zulüm altında inleyen mazlumları, garip gurabayı bulup sevindirerek,
kimsesizlerin kimsesi olarak Orucunu tutup,Namazını eda ederek, Zekatını ve sadakasını ödemeye sarılır,hayırda ve iyilikte yarış ederek en içten yapılmış dualara kavuşarak manevi kazançlarımızı kat kat artırabiliriz inşallah.