Türkiye üzerinde meydana gelebilecek çok sayıda doğal afet var. Deprem, sel, heyelan, fırtına, su taşkınları hatta belki benim bilmediğim birçok şey.

19 Kasım’da meydana gelen fırtınada Asma ve Üzülmez alarm vermişti ki gel gelelim üzerinden geçen günler sonrasında unutuldu ve sonucunda meydana gelen heyelanda hayatını kaybedenler oldu.

Alarm veren bir bölgede neden ilgili makamlarca teftiş yapılmaz ya da herhangi bir çalışma yürütülmez? İlk heyelan oldu vatandaşlar kaldı, ikinci heyelanda AFAD personelleri. Bu kader diyip geliştirebileceğiniz bir konu değil. Sorumluların bedel ödemesi gerekiyor.

Aynı şekilde Kozlu ile Kdz.Ereğli ilçemizi bağlayan yol bandında defalarca meydana gelen ancak bir türlü önüne geçilemeyen heyelanlar keza aynı şekilde Ankara yolunda.

Zonguldak’ın en önemli iki giriş çıkış noktaları İstanbul ile Ankara yoludur. Vatandaşlar, ambulanslar, itfaiyeler kısacası herkes burayı tercih eder. Çünkü zaman kazandırır.

20 yıldır inşaatı tamamlanamayan yolda yetmezmiş gibi bir de 2023 yılında heyelanlarla baş etmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin Karadeniz bölgesinde birçok şehirde sözde kent olarak görünmesi için büyük şovlarla basit işler yapılmış. Türkiye’de en fazla tünel ve en uzun tüneller Karadeniz bölgesinde bulunuyor lakin gel gelelim tünel yapmışız, meydana gelebilecek heyelanlara önlem almamışız.

Gökçebey üzerinden Karabük’e bağlanmak isterseniz her an heyelanla karşılaşabilirsiniz, Zonguldak’a İstanbul ya da Ankara yolu üzerinden girmek isterseniz her an heyelanla veya çöken yolla karşılaşabilirsiniz. Yolumuzda giderken her an heyelan olabilir ve bunun altında kalabiliriz ya da üzerinde olduğumuz yol çökebilir ama gel gelelim kimseden hesap sorulmaz. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bu kadar saçma bir işleyiş yok.  

Kent merkezinde üflense yıkılacak ama boyalarla vatandaşa süslü gösterilen bir ton bina var üstelik bunlar sağlam binalara da bitişik yani olası bir afette sağlam binalara da zarar verecek. Allah korusun daha büyük bir afet meydana geldiği zaman tıpkı 6 Şubat 2023 depremlerinde Hatay’a olduğu gibi Zonguldak’ın da giriş çıkışları kapansa bunun hesabını kim verecek? Gerçi Hatay’da kimse vermemişti sanırım burada da sorulmaz.

Birkaç ay önce meydana gelen selde yine Ankara yolunda çökme yaşanmış ve yine hesabı sorulmamıştı.

Kent merkezine indiğimde fırtınadan kalma hala adeta yay gibi gerilmiş yamuk duran birçok ağaç görüyorum. Tehlikeli olan şey göze hoş gelmez! Bu tür konular sadece meydana geldiği zaman hatırlanıp birkaç gün sonra unutulmamalı, depreme dayanıklılık testi bir tek fevkani köprüsüne yapılmamalı. Sadece Zonguldak için de konuşmuyorum. Doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün Türkiye için bunları söylüyorum ve her zaman da söyleyeceğim.

Yıllar önce çözüme kavuşturulması gereken konular bugün halka müjde diye servis ediliyor.

TEDBİR TEDBİR TEDBİR!