Hainler kim? Zonguldak’ta “Hainler” aranıyor! Biz de hainleri b...

Hainler kim?

Zonguldak’ta “Hainler” aranıyor!

Biz de hainleri bulmada ön açalım dedik…

Ve son kararı elbette okuyucularımıza bırakalım istedik!

 Önce Zonguldak Belediye Başkanı Sayın Dr. Selim Alan’ın “Ak Parti içindeki hainler” sözü…

Akabinde Milletvekili Hamdi Uçar’ın destekler sözleri…

Son olarak da Ak Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun’a “Pusulasını şaşıranların” saldırısını deşifre eden Ak Parti İl Teşkilatının “Hainler” göndermesi…

Yıllar önce de senaryo aynı olmasına rağmen başrol oyuncularının değişik olduğu film yine seyretmiştik Ak Parti’de…

Teşkilatın son açıklamasında yer alan “Kırtıllı kuruşa kalem oynatan kalemşörlere, onlara malzeme verdiğini zanneden hainlere asla prim vermedik, vermeyeceğiz” sözünün aksine kırtıllı kuruşa kalem oynatanlara prim verilmişti…

Bundan sonra ne olacak göreceğiz elbet!

Ama asıl sorumuz kim bu hainler?

Anlıyoruz ki taraf olanların hain anlayışı başka, halkın hain anlayışı bambaşka!

Taraf olanların “Hain” anlayışına göre kendilerinin koltuğuna talip olan veya olma potansiyeli bulunan ve bu uğurda kalemşörlere yazılar yazdıran herkes hain!

Bunda işin içinden çıkmak mümkün değil!

Halka göre ise haini bulmak daha kolay!

Kim mevki sahibi olup da yetkilerini memleket adına, Zonguldak adına kullanmıyorsa hainlik etmektedir…

Öyleyse değerlendirme sizlerde…

Milletvekillerine, belediye başkanlarına, il başkanlarına, STK başkanlarına bir bakın…

Mevkilerinin haklarını veriyorlar mı?

Kendileri için mi memleket için mi kullanıyorlar?

Hainlerin, Zonguldak’a ihanet edenlerin listesini siz yapın!

 

***

 

Cami duvarına işemek!

Her hareketiyle Zonguldak’a, bulunduğu mesleğe, ailesine ve çevresine zarar vermesine rağmen akıllanmıyor, akıllanmayacak!

Kişilere saldırmayı, hakaret etmeyi, ahlaksızlıkları geçtik dini değerlere saldırmak neyin kafası!

İnsanlara “Sibop kafa-lastik kafa” diyerek hakaret edenlerin ahlaki değerlerine bir bakın hele…

İlk Peygamber Hazret-i Adem’e yaptığı hakaretten sonra hızını alamayıp Peygamberimiz Hazret-i Muhammed [aleyhisselam]’e de küçük düşürücü göndermelerde bulunan zat, defalarca ‘Cami duvarına işedi’…

Eceli ne zaman gelir bilmem!

Lakin değirmenine su taşıyanların vicdanlarını merak ediyorum…

Pislik içinde debeleniyor… Bakalım nereye kadar…

 

 

***

 

 

Kuyruğu dik tutan fare!

Ormanda bir fare varmış. Havalı kibirli her an bir hayvana musallat olan kuyruğu dik bir fareymiş. Kuşların yuvasına pislemediği gün maymunun kuyruğunu ısırır, tavşanı korkutmadığı gün tilkinin başını şişirirmiş.

Orman hayvanları illallah etmişler farenin elinden. Sonunda hayvanlar aralarında bir heyet kurup aslanı ziyarete gitmişler. Ormanın kralı o olduğu için bir çare bulacağından eminmişler.

Bütün hayvanları toplamış aslan. Yaşlı kaplumbağayı dinlemişler ilk önce sonra zürafayı ve diğerlerini hatta başka fareleri de.

Sözü en son kedi alarak zaten ezeli düşman olduklarını bu işi halledeceğini söylemiş. Göğsünü gererek görev aşkıyla yola koyulmuş…

Sonunda fareyi bulmuş. Fare bir ağacın altında planlar kurmakla meşgulmüş. Kovalamaca başlamış. O köşe senin bu köşe benim derken düz bir ovaya gelmişler. Fare uzaktaki ineği fark ederek onun yanına koşmaya başlamış. Bir yandan da dur sen bir kurtulayım neler yapacağım sana. Diye söyleniyormuş.

Nihayet ineğin yanına ulaşmış. Yalvarmış beni sakla diye, inek kararlı bir vaziyette senden az çekmedim git başımdan demiş. Fare türlü diller dökerek ben ettim sen eyleme bak şu kediden kurtulduğumda nasıl akıllı bir fare olacağım bir bilsen…Hem bir düşünsene asırlar sonra bizi anlatacak kitaplar ‘kuyruğu dik fare ile inek’ diye ısrarlarını sürdürmüş. Peki peki uzatma demiş inek.

Ve farenin üstüne ‘şey etmiş’… Kedi Ovaya geldiğinde perişan bir haldeymiş ineği görmüş ve ona doğru yürümüş belki de inek fareyi buralarda görmüştür diye düşünmüş. Ama soru sormasına gerek kalmamış.

Manzara şöyleymiş;

Dümdüz bir ova, bir inek, ineğin hemen arkasında taze ‘şey’ kümesi, Onun içinde dik bir kuyruk. Kedi tuttuğu gibi çekmiş çıkarmış fareyi oracıkta parçalamış.

Hazreti Mevlana bu hikayeden 3 şey anlamak lazım demiş. 1) Sana her ‘şey’ atan senin düşmanın değildir. 2) Seni ‘şey’den çıkaran herkes dostun değildir. 3)Bu kadar ‘şey’in içinde kuyruğu dik gezmenin alemi ne?

 

***

 

Er-geç, Ergenç!

Yazmayayım diyorum ama yaptıklarını duydukça dayanamıyorum!

Kızılay Zonguldak Şubesini ve bazı vatandaşları dolandırma iddiasıyla gündemde uzun süre kalarak hem Zonguldak hem de tüm Kızılay camiasını zan altında bırakan Aydın Ergenç hakkında her geçen gün yeni şeyler duyuyoruz…

Özel hayatıyla bir müddet gündemde kalan Aydın Ergenç’in ettikleri er-geç ortaya çıkacak demiştik…

Destek verenler, bizleri arayıp aracı olmaya çalışanlar utanacak demiştik…

Ettikleri geç te olsa ortaya çıktı… Daha da çıkacaktır…

Aracılar utandı mı bilmem!

Lakin Aydın Ergenç’in hala daha bir takım hesaplar peşinde olduğuna dair iddialar gündemde…

Bu ve böyle zihniyettekilerin ne memlekete ne de bulundukları camiaları faydaları olmuyor…

Ayrıca “Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” sözünden de yola çıkılarak bazı şeyler de daha da net görülebilir…

Bizden söylemesi…

 

***

 

HAFTANIN SÖZÜ:

“Kırtıllı kuruşa kalem oynatan kalemşörlere, onlara malzeme verdiğini zanneden hainlere asla prim vermedik, vermeyeceğiz.”

AK PARTİ ZONGULDAK İL TEŞKİLATI

 

***

 

SÖZÜN ÖZÜ:

 “Makamlar insanlara değil, insanlar makamlara şeref kazandırır.”

ANLAMLI SÖZ

 

***

 

Yazan: Osman Sav