AYDIN ERGENÇ’İN KIZILAY’A VERDİĞİ ZARARIN VEBALİ! Su akıyor, yolunu buluyor da olan saygın kurum ve kuruluşlarımıza...
AYDIN ERGENÇ’İN KIZILAY’A VERDİĞİ ZARARIN VEBALİ!
Su akıyor, yolunu buluyor da olan saygın kurum ve kuruluşlarımıza oluyor…
Aydın Ergenç’in hem özel hem de ticari hayatı nedeniyle Kızılay gibi bir kurumun başkanlığına getirilecek en zor kişi olduğunu defa eten yazmıştım…
Sayısız kişiyi araya sokup susturmak istediyse de devletimizin en saygın kurumunun zarar görmemesi adına bildiğimiz doğruları savunduk…
Sonuç;
Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık tarafından Zonguldak’a gönderilen müfettişler, Türk Kızılay’ı Zonguldak Şube Başkanı Aydın Ergenç’i ve yönetimini görevden aldı…
Bundan sonra özel hayatı beni ilgilendirmez…
Lakin Kızılay’a verdiği maddi ve manevi zararın hesabını kim verecek?
Ergenç’in ettiklerinin er-geç anlaşılacağını ve bunun da Kızılay’a zarar vereceğini yazmama rağmen bana dünyanın kaprisini yapan Sayın Murat Uzun, şimdi konuş!
Vebali kime, faturayı kime yazalım?
Eleştirmemizi “Dünyanın en saçma eleştirisi olarak” yorumlaması üzerine “Aydın Ergenç gibi birinin Türkiye’nin en saygın kurumunun temsilcisi yapmanız kadar saçma olamaz” cevabını vermemiz üzerinden daha bir sene bile geçmedi…
Şimdi Aydın Ergenç’i Kızılay’a başkan yapan Murat Uzun başta olmak üzere destekleyen herkesin vicdanının sızlaması gerekir…
Vicdanı olanların tabi…
Bu da Kızılay’ın zarar gören itibarını getirmez ama bundan sonrası için ince elenir sık dokunur, umarız…
Kızılay Başkanlığı borsasının kurulduğu bu aralar bu işin vebalinin de olacağı unutulmaz umarız!
***
ALİ BEKTAŞ VE SELİM ALAN İSTERSE!
Bilindiği gibi, İMZA Gazetesi 24 Kasım günü yayınlanan sayısında bu konuya çok geniş yer vermiş ve manşetinde, “Zonguldak’ı bu pislikten kurtarın” başlığıyla yetkilileri göreve davet etmişti.
Bektaş, manşetin ardından İMZA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Emen’e yaptığı değerlendirmede şu görüşlere yer verdi: “Bu alan gerçekten tüm Zonguldak’a zarar veriyor, çöp pislikleri dalgaların da alıp dağıtmasıyla Kozlu sahiline yayılıyor. Konu ile ilgili olarak Zonguldak Belediyesi ile birlikte değerlendirmeler yapıldı, projesi hazır.
Zonguldak Belediye Başkanı Sayın Ömer Selim Alan üzerinde ciddi şekilde çalışıyor ve Kozlu Belediyesi olarak bizlerde destekliyoruz. Bu sıkıntıdan en kısa zamanda kurtulmak için ne gerekiyorsa yapılacaktır. Önceliğin Zonguldak Belediyesinde olduğunu ve Başkan Selim Alan’ın burayla ilgili çok güzel düşünceleri olduğunu söyleyebilirim.”
Özetle; Sorunun ciddi olduğunu Ali başkan da kabul ediyor…
Eminim ki Selim Alan başkan da kabul ediyordur…
Proje de hazırmış…
Ne duruyoruz?
Bu işin belediye bütçesinden de olmayacağı aşikar…
Geriye tek yol var Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bütçeyi sağlamak…
Eminim ki; Sayın Ali Bektaş ve Sayın Dr. Ömer Selim Alan olayın ciddiyetini adam akıllı anlatsın ve öncelikli sorunlar arasında göstersin bu sorun biter…
Çevre ve Şehircilik bakanlığından bütçe de verilir proje de sağlanır…
Bakan Murat Kurum'un bir sözüne bakar...
Özellikle de işin sadece çevre değil sağlık boyutunun da insanları tehdit ettiği gerçeği dile getirilirse hadi hayırlı olsun…
Sözün özü; Hükümet zaten veriyor, istemesini bilene!
***
ONKOLOJİ, REKTÖRÜN RÜYASI VATANDAŞIN KABUSU!
Bir zamanların kanser araştırma merkezi olarak görülen Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde şimdilerde doktor yok!
Rektör Sayın Prof. Dr. Mustafa Çufalı’ya son basın toplantısında soruldu…
O da çok içtenlikle cevabını verdi…
Rüyalarına girdiğini belirtti…
Kendilerinin gereğini yaptığını öğretim üyesi alımına çıkmalarına rağmen talep olmadığını vurguladı…
Rektör hocamızın rüyalarına giren onkoloji, halkımızın ise kabusu oldu…
Daha da ötesi kalp damar doktorları da gidiyor!
Rektör hocanın bir çabası var ama yetersiz anlaşılan…
Milletin vekilleri, bürokratlar ve her kimse artık destekle bu iş çözümlenmeli…
Yoksa kabus devam edecek!
***
HAFTANIN SÖZÜ:
“Bu alan gerçekten tüm Zonguldak’a zarar veriyor, çöp pislikleri dalgaların da alıp dağıtmasıyla Kozlu sahiline yayılıyor.
KOZLU BELEDİYE BAŞKANI ALİ BEKTAŞ
***
SÖZÜN ÖZÜ:
“Bazen, ağlamak gerekir açılmak için, bazen anlamak gerekir anılmak için, bazen de susmak gerekir duymak için”
Şems-i Tebrizi hazretleri
***
Yazan: Osman Sav
