Dün bir gazetede böyle bir başlık vardı ve devamında: “ Zonguldak’ın Vicdanı Maden Mühendisleridir” diye de devam ediyordu. Bir mühendis olarak buradan bir çıkar sağlamaya...

Dün bir gazetede böyle bir başlık vardı ve devamında: “ Zonguldak’ın Vicdanı Maden Mühendisleridir” diye de devam ediyordu. Bir mühendis olarak buradan bir çıkar sağlamaya çalışmayacağım, bu kentin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, başka kazanımları olmuş; ister mühendis olsun, ister maden işçisi olsun,  eğer biraz vicdanını dinlese sorun yok, ama ne hikmetse bu kentin havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez burada bir şeyler kazanan kim olursa olsun mutlaka bu kentin dışında da bir yatırımı vardır ve hedefinde bu kentte kazanıp, hayatlarını başka yerlerde sürdürmeyi bir gelenek haline getirenler yüzünden umutlarımız da hasar gördü, ezelinden beri bu böyle, kısacası bu kentte yaşayanlarda bir türlü aidiyet duygusu gelişmedi, herkesin eli kentin cebinde, gözü hep dışarıda. 

Bu kentin vicdanı kimse değildir, herkestir, bu kentte yaşayan her kim olursa olsun eğer bu kentte yaşamayı ve ölmeyi hedeflemişse isterse uzayda doğmuş bu kentte yaşamaya karar vermiş olsun bence en Zonguldaklıdan daha Zonguldaklıdır. 

 Yaza yaza dilimiz yoruldu bu kentin en hayırsızı; bu kentte doğmuş ve maddi manevi ne kadar kazanımı varsa bu kentin dışına aktarmış,  siyasetçidir, sendikacıdır, esnaftır, bürokrattır. Düşmanı dışarda arayalım, düşman kelimesi biraz ağır kaçmış olabilir ama bu kentin ekmeğini yiyenlerin bu kente hayırsızlıkları için başka tarif de bulamadım.  

Şunda herkes hata yapıyor: Bu kentte yaşayan ve bu kentte ölmeye kara vermiş ama bir türlü geldiği yeri unutmayan, her davranışında memleket havası estirenlerin davranışları biraz aidiyet duygusuna zarar veriyor gibi görünse de özünde kent için bir eksi değil bence artıdır, örneğin cep telefonlarının son dört rakamı genellikle 6167 veya 6761, araçlarına plaka alırken de 075,028 gibi rakamlar alarak hem bu kentte yaşıyor hem de memleket özlemi duyuyor olması gibi bir durum ortaya çıkıyor ve bu durumu da kendilerini doğma-büyüme Zonguldaklı gören bir gurup, başka yönlere çekerek önyargı ile hareket ediyorlar. 

Hiçbir kesim elini vicdanına koyup düşünmeden gözü kara bir şekilde kör bıçağıyla karşı tarafa saldırıyor ve sonuçta herkes kentle birlikte kaybediyor, hemen yanı başımızda; Düzce, Karabük, Bartın marka olma peşinde koşarlarken biz hala şeytanın cinsiyetiyle uğraşıyoruz, bu kentte taş üstüne taş koyan dediğim gibi uzaylı bile olsa bu kentin hayırsız milletvekilinden daha çok Zonguldaklıdır ve daha çok vicdan sahibidir, başımızın üstünde yeri vardır.

İstanbul’un hiçbir belediye başkanı İstanbullu değildi, Ankara da öyle, bırakın ülkemizi ABD eski Başkanı Hüseyin Barak Obama ABD li değildi, Londra Belediye Başkanı Bir Hintlidir, örnek çok ama bir türlü ortak akıl ile hareket edemiyoruz ve asgari müşterekte buluşamıyoruz. Gazetenin attığı “vicdan” başlığı bu yazıyla alakalı değil ama bu konuda dertli olduğumdan bu şekilde işlemek zorunda kaldım çünkü epeydir bu kent bizlere bakıp bakıp vicdan azabı çekiyor, epeydir  bu kentteki vicdansızlar el üstünde tutuluyor ve görevleri bitti mi arkasına bakmadan çekip gidiyorlar, geriye kalan bizler de peşlerinden ağıtlar yakıyoruz, elimizdekilerin değerini bilmeden. 

  Yazan: Mehmet Çelik