İçinde bulunmakla şereflendirdiğimiz Recep ayının 27. gecesi(10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan Çarşamba Gecesi), mübarek Miraç Kandili ile şerefleniyoruz. Mübarek “Miraç Kandili”nin hepimize v...

  İçinde bulunmakla şereflendirdiğimiz Recep ayının 27. gecesi(10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan Çarşamba Gecesi), mübarek Miraç Kandili ile şerefleniyoruz. Mübarek “Miraç Kandili”nin hepimize ve bütün İslam alemine hayırlara vesile olması için dua ediyorum. İçinde bulunduğumuz üç aylarda ve içindeki bu mübarek günlerde bizleri idare edenlerden de güzel haberler almak doğrusu ülkemizin ve insanımızın geleceği ile ilgili umutlarımızında artmasına vesile oluyor. Bütün dünya ile beraber boğuştuğumuz pandemi illeti ile olan mücadelede en başarılı ülkeler arasında olmamıza, Sağlık sistemimizin çok güçlü olması, Filyasyon sistemimizin organize ve başarılı olması, Hastane ve acil bölümlerinin salgınla savaşta başarılı olmamıza yardımcı olacak kadar modern ve yeterli derecede yaygın olması etkili oldu. Pandemi tedavisinin dünyadaki büyük ve zengin diye anılan bir çok ülke yurttaşı tedavi masraflarının çok pahalı gelmesinden dolayı yeteri kadar tedavi imkanı bulamamış, Ülkemizde ise insanımızın tedavisindeki maliyeti devletin karşılamasından dolayı, hastalarımızda eşit tedavi fırsatı yakalamıştır. Devletimizin süreci şeffaf ve bilimsel yürütmeside başarıya ayrıca katkı sağlamıştır. Bu süreçte maalesef muhalefet “facia olsada oh desek” tarzında bir tavır sergilemiştir. Büyük şehir belediye başkanları, otobüs seferlerini azaltarak otobüslerin daha kalabalık olmasına ve dolayısı ile bulaşının sanki dahada artmasında etkili olmuş. MİLLET İTTİFAK’INI oluşturan partilerin ve genel başkanlarının pandemi dönemindeki teklifleri, En az 3-4 hafta tam kapanma olsun, Herkese devlet bol bol para dağıtsın olmuş. Peki 2001 öncesi devlet memuruna ve emeklisine ödeme yapamayacak durumda diyenlerde bunlar değil miydi? Şimdi ki hükümetin devleti yönetemediğini ve herşeyin kötüye gittiğini söyledikleri bir söylemden sonra, Devlet hep kapanacak ve hiç geliri olmayacak ama her haneye bol bol para dağıtacak söylemi, Akla, fikre, vicdana ve gerçeğe uyuyor mu ? Yada 2001 öncesi gibi devleti İMF'nin kucağına atın, bol bol borçlanıp yine borç aldıklarımızın kulu kölesi olsun isteğimiydi? Evet hazinesi dolu olan bazı devletler vatandaşına bazı ödemeler yapabilmiş. Ancak ekonomileri daralmış ve hızla işsizlik oranlarıda artmış. Ama bu devletler vatandaşının pandemi tedavisinide ücretli yapmış ve halkda tedavi için para bulmaya bankalara koşmuş. Kötü organizasyon ve sağlık sisteminin yetersizliği nedeni ile adı büyük olan devletlerde çok yüksek ölümler olmuştur. Çok şükür memuruna, emeklisine maaş veremeyen ve bunun için deprem yardımlarına sarılan devletten, Pandemi döneminde kapanmalardan dolayı mağdur olan bazı kesimlere karınca kararınca yardım edebilen, Zengin fakir ayrımı yapmadan pandemi tedavisini ücretsiz yapabilen, Dünyada uzaktan eğitimi yapabilen ender bir iki ülkeden biri olmayı başaran, Her türlü zorluğa rağmen işçi çıkarmalarını önlemek için iş sahiplerine kaynak aktararak üretimin devamını hatta iş gücü artışını sağlayabilen, Bütün dünya küçülürken, yüzbinlerle iş yeri kapanırken, milyonlarca işçi işsiz kalırken, Ülkemiz bütün zorluklarına rağmen büyümeyi sağlayabilmiş bir kaç ülkeden biri olabilmiş. Muhalefetin önerilerine sarılıp dünyadaki diğer ülkeler gibi kapanmalara gidilmiş olsa, Adı büyük olan bazı devletler gibi ölenler ölsün kalanlar bizimdir diye tavır sergilense, Sokaklarımız şimdi akla hayale gelemeyecek kadar işsizlerle dolu olacaktı. Acaba muhalefette bunu mu istiyordu? İnsanlarımızın acısı, sıkıntısı artsın, sokaklara çıkılsın ve kendilerine yol açılsın diye beklentiye mi girdiler ? Yerel seçimde hastaneler israf paramız çarçur ediliyor demişlerdi. Hızlarını alamamışlar seçimlerden sonra “Her şey güzel olacak.” demişlerdi. Bizim Millet İttifakı’nın dediğinin tersini beklememiz gerektiğini bilmemiz gerekiyormuş. Kazandıkları belediyelere bakınca ne demek istediklerini şimdi anlıyoruz. Tertemiz şehirler gitti çöp dolu şehirler geldi. Çok değil 2 senede su tankerleri mahalleleri ziyarete geldi. Ucuzluk vadedildi ama misli ile zam gelmeyen bir belediye hizmeti kalmadı. Haa birde okullar tam açık olmamasına rağmen trafikte geçirilen vakit arttı. Fakir fukaraya yapılan yardım kaynak sıkıntısı var diye azaltıldı ama reklam ajanslarına yüklüce kaynak için kaynak sıkıntısı olmadı. 70’li ve 80’li yılların başındaki meşhur sloganlar aklıma geldi. “Yokluk, yolsuzluk eşittir CHP” “Zam,zulüm işkence işte CHP” Şİmdilerde ise; “Çamur, çukur, çöp istersen CHP” dillerde. Meraklılarına hayırlı olsun diyelim bari...   YAZAN: ABDULLAH DEMİR