İsrail, en iyi yaptığı şeyi yaptı! Ramazan ayına günler kala Gazze Şeridi’nde katliam! İsrail, en iyi yaptığı şeyi yaptı! Ramazan ayına günler kala Gazze Şeridi’nde katliam!
Zafer "Türkiye Anneleri"nin! Sene 19 Ağustos 2019'du. Kavurucu ve can yakıcı bir sıcağın bedeni sızlattığı bir gündü Diyarbakır'da. Hacire Anne'nin yüreğiyse, dağların ıstıraplı soğuğunda benliği kaybolan terörün pençesine düşmüş biricik evladı için yanıyordu. Hacire Anne düğünde vurulmuştu kalbinden. Mehmet'ini ciğerinden söküp almıştı karanlık eller. Bu ülke yarım asırdır yok olan evlatların Mehmetçikle mücadeleye sürüklenişine uzun süre dur diyememişti. Gözyaşları ve dua oklarıydı acılı anaların sığınağı. Binlerce top tüfek yapamaz asla Gözyaşının seher vakti yaptığını Düşman kaçıran süngüleri çok defa Toz gibi yapar bir Mü'minin duası "Doğru yerdeyim" Tarih 22 Ağusyos 2019'u göstermekteydi. Hacire Anne hedefini bulmuştu artık. Ciğerindeki nefesi her an tüketen terörün menbaı belliydi. Vakit mücadele vaktiydi. Güneşin şuaları artık Hacire Anne'nin ıstıraplı bedenini yakmıyor, aksine ruhunu aydınlatıyordu. Gidilecek yer belliydi. HDP İl binasında aldı gardını Hacire Anne ve taşladı onları biricik elleriyle. Onu tahkir etmek isteyen düşman ordusundan evladını isterken "evladını burada bulamazsın nine" diye ona saldıranlara, Hacire Anne tarihin en büyük cihangiri edasıyla ders vermişti âdeta: "Doğru yerdeyim!" Hacire Anne'nin görüntüleri her yeri sarmış, gönülleri ferahlatmış ve bir kurtuluşa kapı aralamıştı. Tek bir lokma yemeden üç gün beklemişti Hacire Anne ve sonunda ulaşmıştı vuslata. Bir ananın duası ve tek başına yüzbinlerce haini dumura uğratan cesurca mücadelesi, bütün dünyanın Türkiye'yi yok etmek için kurduğu kirli tuzağın yok oluşunu aralayan kapıyı açmaya yetmişti. Sonrasında ne mi olmuştu. 3 Eylül 2019'dan itibaren sicim sicim acılı anneler terörün yuvalandığı habis karargâha huşuyla attıkları dualarla meydan okumuştu. Terörü Diyarbakır'ın acılı anneleri bitirecekti. Hacire Anne'nin attığı bir kıvılcım yetmişti kan avcılarına, ateşin cellatlarına. Evet zalimlerin korkulu rüyası olmuştu annelerimiz. Ve iki sene içerisinde giderek büyümüştü onların derdi hepimizin göğsünde; Türkiye'ye can vermişti onların asil nöbeti. Kutlu direniş Öyle bir kahramanlık, öyle bir merhamet ve hiç kimsenin uhdesinde belki de bulunmayan öyle bir vatan sevgisiyle yoğrulmuştuki sineleri, onları bu kutlu direnişten kimse vazgeçiremezdi. Onlar teslim olmayışın, kahramanlığın ve 21. asırda yazılan ikinci bir destanın muhtevası ve habercisiydi. 'Diyarbakır Anneleri'ne, onların muhterem eşleri, 'Diyarbakır'ın Babaları' da eklenmişti, hem de Fatihlerin cesaret ve sebatıyla. Onlar ki, Mehmetçiğin evladı tarafından şehit edilmesini asla kabul edemeyen vatan hizmetkârlarıydı. "Oğlum Mehmetçiği şehit edeceğine, buraya, bu kirli ellerin dokuduğu necaset yuvasına, cesedi gelsin" diyecek kadar serdengeçtiydi hepsi. Aradan iki sene geçmişti. Annelerin ve babaların yavrularını savuran evlat hasreti günbegün diniyordu şimdi ve bundan sonra o muazzez annelerin direnişi terörü kökünden kurutmaya yetecekti. Türkiye'nin kahramları olmaya herkesten daha layıktı Diyarbakır Anneleri. Onlar cihanşümul bir mukavemete karşı "Biz doğru adresteyiz!" demiş ve yerini belli etmişti Türk milletinin gönlünde. Evet, onlar "Türkiye Anneleri"ydi artık ve zafer "Türkiye Anneleri"nindi...   Yazan: Cüneyt Akçatepe