Pusula Gazetesinin patronu yine ARIZA verdi!

Tempo Gazetesi Sahibi Alev Fennibay'ın dediği gibi "Aklın hep belden aşağı çalışıyor... Bir tane yazın olsun belden aşağı kelime olmayan"

"Böyle Başa Böyle Tarak" deyiminin ne anlama geldiği belli...

Benim için "Anlama özürlü" diyordun ya...

Kimin anlama özürlü olduğu son yazınla dosta düşmana duyurdun...

"Böyle başa, böyle tarak" deyiminin anlamı ve açıklaması;
“Her şeyin kendi kapasitesi oranında değer bulduğunu anlatmak için söylenir.”

Böylesi bir deyimi ancak senin gibi "ahlak yoksunu" biri böylesi saptırarak yazar...

Benim hayatımda bu deyimi senin anladığın gibi kullananlar olmaz, olamaz...

Söyle bakalım şimdi...

Kim anlama özürlü?

Kim ahlak özürlü?

Çok zekisin ya... Çözersin elbet bunu da...

 

                 ***

 

YOKSA SEN O NİYETLE Mİ YAZMIŞTIN?

Bak sobelendin...

24 Mayıs 2019 ve 18 Şubat 2010 tarihinde aynı başlığı atmışın...

Bu orada senin zekanla ve senin ahlakınla düşünürsek bu yazınla kime veya kimlere onları yakıştırdın?

Lafın tamamını edebimden yazamadım, anladın sen onu... 

Zekisin ya...

"Böyle başa böyle tarak

Zonguldak siyaset ve bürokrasisinde son dönemde ilginç gelişmeler oluyor.
Zonguldak’a Vali, Emniyet Müdürü, TTK Genel Müdürü, Başhekim atanıyor, yöre milletvekillerinin haberi olmuyor.
Bir bürokratın görevden alınacağını duyuyoruz; milletvekiline soruyoruz, “Haberim yok” diyor.
Milletvekillerimiz kentlerinde gelişen olaylardan o kadar habersizler ki, partilerinden aday gösterdikleri belediye başkanına operasyon yapılıyor.
Sonra öğreniliyor ki o partinin başka bir milletvekili bu işi biliyor.
Birlik olmayan yerde dirlik olur mu?
Olmuyor işte.
Muhalefet de öyle.
Türkiye yangın yeri.
Zonguldak işsizlikten kırılıyor.
Ama muhalefet, parti içi meselelerle boğuşuyor.
Böyle olunca kentin sorunları çözülmüyor."

 

'Böyle başa, böyle bürokrat!
 

Zonguldak'ta kamu kurumlarındaki çürüme giderek büyüyor.

Biz bu olayları yazınca, farklı anlamlar çıkarılıyor.

Ama asıl amaç, yazmamızın önüne geçmek.

 

Çünkü biz yazmayınca, olay duyulmuyor…

Duyulmayınca da, sorun olmuyor.

Elazığ’da deprem! Elazığ’da deprem!

Zonguldak'ta yaşanan bazı olayların Ankara'ya rapor edilmediği bile oluyor.

 

Kendimden biliyorum.

Eğer sorunları halının altına süpürürseniz, bir gün ayağınız oraya takılır ve hepsi ortaya çıkar.

Kenti yönetenlerin derdi, kendi dönemlerinde bir sorun çıkmasın…

 

Çıkınca, "O eskinindi" deyip karşıya geçebilsin...

Zonguldak'taki en rahat iş, kamu yöneticiliği...

Öyle masaya vuran, yakaya yapışan siyaset anlayışı olmadığı için herkes kafasına göre takılabiliyor.

 

Veysel Atasoy, Ömer Barutçu, Zeki Çakan tipi siyasetçileri arar olduk.

Mesela, biz Zonguldak Belediye Başkanı seçiyoruz, ama kararları Emniyet Müdürü ile Vali veriyor.

Yol güzergahını Emniyet Müdürü belirliyor.

 

Vali, “Projeler gerekirse gecikir” diyebiliyor.

Madem kenti atanmışlar yönetecek, biz ne diye sandığa gittik ki?

AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu ve Hamdi Uçar'ın da meydanı boş bıraktıkları ortada…

 

Kimse alınıp, darılmasın...

Böyle başa, böyle bürokrat!

Yapacak bir şey yok.'