Zonguldak’ta yazılacak o kadar çok konu var ki her hafta konuları içinden adeta cımbızla çeker gibi seçiyoruz ve gündemdeki konularla değinmeye devam ediyoruz. Bu haftaki konu başlığımız son günlerde kamuoyunun gündeminden düşmeyen MHP.

Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Mustafa Öztürk  2.Genel Ticaret fuarında Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Mustafa Öztürk  2.Genel Ticaret fuarında

Hamdi Ayan’ın il başkanlığı döneminden tutun, Milletvekilliği süreci ve en son olarak da Belediye Başkanlığını kaybetmesiyle iyice kan kaybeden MHP Varol Demirköse’nin de İL Başkanlığı döneminde beklenen çıkışı yakalamak yerine eleştirilmeye başlayınca partililer de “Bu işin cılkı çıktı” yorumları yapmak suretiyle partiden desteğini çekmeye başladı.

Bir diğer önemli konu ise Merkez İlçe Başkanı Niyazi Kıransoy’un görevden aldırılması bardağı taşıran son damla oldu. Bu da yetmezmiş gibi İl Kadın Kolları geçmişte çalışmalarıyla ses getirirken onların da görevden alınması sonrası kadınların da sesi çıkmaz oldu.

İşte bu yüzden MHP nereye koşuyor diyelim dedik. Sahi şimdi soruyoruz MHP nereye koşuyor? MHP’nin gidişatı hakkında ne zaman haber, ya da köşe yazsam yankı buluyor ve bana gönül koyuyorlar.

Sebebi belli tabi ki.

Açık konuşmak gerekirse;

Gençliğimden bu yana ülkücü camiada yetişmiş bu partinin terbiyesini almış, damarlarında dolaşan kanı dahi bilen biri olarak benim MHP hakkında yazı yazmamı içine sindiremeyenler var. Ortada bir yanlış varsa ve ben bunun düzeltilmesi adına doğruları yazamazsam bana “Ülkücü değil, Türkücü” derler.

Oysa ki benim yazdıklarımı mutlaka dikkate almalıdırlar.

Bu öyle sıradan bir parti değildir.

Kimsenin şahsına hizmet eden bir parti asla değildir.

MHP ülkenin adeta can damarıdır.

Çok fazla övgüyü hak ediyor ancak burada övgü yerine eleştiri yapıldığı zaman burun kıvıranları görüyorum.

Ülkücü doğrudur.

Dürüsttür, çalışkandır.

Vatanın ve Milletin menfaatleri önceliktir.

Tamam, çalış hak et il başkanı da ol.

Milletin gönlüne gir, Milletvekili ol.

Başımızın üstüne ancak,

Ülkücü olacaksın. Türkücü değil.

Kendini partinin üstünde görmeyeceksin.

Burnun tokmak gibi olmayacak,

İnsanlara at gözlüğüyle bakmayacaksın,

Partinin menfaatlerini en üst düzeye çıkarmak için savaşacaksın.

Bağlı bulunduğun makamı Türk ülkücülüğüne yakışır şekilde dik durarak yöneteceksin.

 Kimin için diye soranlar olabilir, isim vermek yerine diyorum ki arife tarif gerekmez.

Her kim bu sözleri hak ediyorsa sözüm de onadır.

Bakın Hamdi Ayan’a ne oldu?

Aslında duruşu, konuşması, insanlara yaklaşımı ne kadar iyiydi, benim de çok değer verdiğim bir kardeşimdir ama bir yerlerde yanlış yapmış olacak ki vatandaş ona Milletvekili seçimlerinde önce “sarı kart”, Belediye seçimlerinde de “Kırmızı kart” gösterip siyaset dışına attı. Demek ki tam olarak gönüllere girememiş.

İl Başkanı Varol Demirköse bu göreve seçilmedi atandı. Bildiğimiz kadarıyla Milli bir güreşçidir ve iyi de güreşçidir. Fakat sporcu olmak başkadır siyaset yapmak başkadır. İyi bir partilidir de ama MHP gibi geçmişi geniş kitlelere hitap eden bir partiyi yönetmek öyle kolay değildir. Toparlayıcı olmak yerine dağıtıcı, gönül kırmak bildiğini okumak olunca şikâyetler arttı. MHP bir dava partisidir. Koltuğu dolduramıyorsan Partini düşüneceksin.

Kendisini gerçekten severim ama gönül verdiğim partimin menfaatlerini koruyamıyorsan, insanların gönüllerine giremiyorsan başkasının emir komutasında durmaya devam ediyorsan bu eleştirilere de kızmayacak kendini sorgulayacaksın. “Mustafa abin yazıyorsa” bir bildiği vardır diyeceksin.

Son sözüm şudur ki, “Ya partiyi toparla ya da öptüm seni…”