Bilindiği üzere mikroplar ve virüsler gözle görünmeyen yaratıklardır ve sağlıklı insanların sağlığını bozarlar, ancak bunlardan kurtulmak için yine başka mikropları kullanırız, mikropla mikropları yok ederiz, aşılar bir tür mikroptur, aldığımız ilaçlar mikroplara karşı güçlendirilmiş silahlı askerlerdir, çivi çiviyi söker deyimi buradan çıkmıştır, bu ve benzeri söylemleri neden mi yazıyorum? Yazıya Nuh Peygamberden giriş yapacağımda ona ayak yapıyorum, buna da neden ihtiyaç duydum derseniz tamamen bu günü anlatmanın başka bir yolunu bulamadım da ondan.( Daha önceki bir tarihli tespitimdir)

Nuh Peygambere emir gelir:

“Her canlıdan bir dişi, bir erkek olmak üzere tümünü alabilecek bir gemi yapımına başla, Ben sana fırsat vereceğim, gemi bittiğinde tufan çıkacak ve sen geminle deryalarda yüzeceksin, taşıdığın canlılarla birlikte hayatta kalacaksın, tufan sona erdiğinde  sular çekilecek, asi ümmetin mahvolmuş olacak, onlardan kurtulmuş olarak sen ve beraberindekiler yaşamaya devam edeceksiniz.” 

Tanrı tam olarak böyle dememişse de buna benzer bir söylemle Nuh Peygambere vahiy gönderir.  Nuh geminin  yapımına başlar, ilk başlarda ne yaptığını pek anlamayan halk ses çıkarmaz, ama geminin omurgası ortaya çıkmaya başlayınca korkmaya başlarlar, hatta bazıları Nuh için deli diyerek olayı geçiştirmeye çalışırlar, bazıları Nuh ile konuşmaya ve bu işten vazgeçirmeye çalışsalar da başarılı olamazlar.

 Bu seferde gemiyi tuvalet gibi kullanmaya başlarlar, geminin her tarafı pis kokular içinde ve pislik içindedir.

ZBEÜ’den bir ilk! ZBEÜ’den bir ilk!

 Nuh gemiyi yapmaya devam eder, ma öyle bir pislik ve kötü kokular oluşur ki nerdeyse vazgeçecek gibi olur. Bu arada halk arasında korkunç bir kaşıntı yayılır, herkes uyuz olmuş gibi  kaşınmaya başlarlar, vücutları yara bere içinde acılarla kıvranırlar, bir taraftan da gemiyi tuvalet gibi kullanmaya devam ederler. Yine bir sabah asilerden biri tuvaletini  yaparken ayağı kayar ve boğazına kadar pisliğe gömülür, çırpınmaya başlar, çırpındıkça her tarafı pisliğe bulanır, epeyce çırpındıktan sonra kurtulmayı başarır, gemiden dışarı çıkar ama bir mucize olur; Üzerini yıkayıp temizlenince kaşıntıdan kurtulur, sevinçle herkese haber ulaştırır ve kaşıntıdan nasıl kurtulduğunu anlatır, haberi duyan ve kaşıntıdan canlarından bezen halk gemiye hücum eder ve kendi pisliklerini kendi vücutlarına sürmeye başlarlar,  Durum öyle bir hal alır ki gemi pırıl pırıl olmuştur, hatta  tahtalar verniklenmiş gibi olur, kısacası b.k karaborsaya düşmüştür.

Nuh temizlenmiş gemisinde artık rahatça çalışmaya başlamıştır ve sonrasında da bildiğiniz gibi Ağrı Dağında mı , yoksa başka bir yerde mi karaya oturdu bilinmez, ama  bilinen bir şey varsa; İlahi adalet kendi pisliğimizi yine bize temizletir, buna virüsler de dahil. Daha önce söyledim yine söylüyorum: Bizler dünyanın hiç umurunda değiliz, şartlar ne olursa olsun o dönmeye devam edecek.

 

https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-viruslerin-gucu-adIna-188.html