Her yılbaşı geldiğinde toplum olarak içimizde bir umut doğardı. “İşte derdik bu yıl çok daha güzel olacak.” Derdik de, güzel olan ne vardı geçen hayatta. Belki birkaç tane incin-boncuk güzell...

Her yılbaşı geldiğinde toplum olarak içimizde bir umut doğardı. “İşte derdik bu yıl çok daha güzel olacak.” Derdik de, güzel olan ne vardı geçen hayatta. Belki birkaç tane incin-boncuk güzellikten başka değişen ne oldu? Ne olduğunu gelin tahmin edelim. Olan hep fakir fukaraya oldu. Zengin ve imkânı geniş olanların umurlarında mı oldu? Hayır, onlara hiçbir şey olmadı. Yine yaşantılarını istedikleri gibi devam ettirdiler. Ha, bu arada yanlış anlaşılmasın. Zenginlerin yaşantılarına ve zenginliklerine sözümüz elbette yok, hayat onların tabii ki. Bende zengin olsam hayatımı en güzel şekilde devam ettirmek adına ne gerekiyorsa yapardım. Sonuçta insan dünyaya bir kere geliyor. Burada en önemli konu dar gelirli kim varsa, kim geçim sıkıntısı çekiyorsa “Memur, memur emeklisi, SSK-Bağ Kur, vs… Yeni yıl ve yeni yıldaki umutların çoğunluğu bu kesimi ilgilendiriyor. Çünkü, 1 yıl boyunca geçim dertleri ile baş başa kalıyorlar. 6 ayda bir enflasyona göre aldıkları zamlarla zar-zor geçinmeye çalışıyorlar. Şimdi gelelim 2022 Yılına… 2021 yılı gerçekten toplum olarak hepimizi çok gerdi ve yordu, ekonomik ve sosyal anlamda dibine kadar zorlandık, hatta bazen hayattan nefret eder hale geldik. Korana belası bir yandan, geçim derdi diğer yandan dağıldık da dağıldık. Covit-19 sebebiyle binlerce sevdiğimiz yakınlarımızı, aile fertlerimizi, yakın dostlarımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Bu belanın ne zaman son bulacağını da bilemiyoruz. Sadece yetkililerimizin AŞI ısrarıyla ve toplumun her kesiminin aşılanmasıyla biteceğini açıklamalarla öğreniyoruz. “Umutluyuz” denilen 2022 yılı geldi çattı ve ilk haftası da geride kalmak üzere. Öyle bir giriş yaptı ki sanki deprem misali her kesim şok oldu sarsıldı. Yılın ilk sabahıyla birlikte ZAM üstüne ZAM furyası ile işte sözünü ettiğimiz fakir fukaranın dünyası karardı ve ilk günden itibaren kara-kara düşünmeye başladı. Asgari ücretin 4250 lira yapılmasına sevinemeden iğneden ipliğe yapılan bu zamlar sebebiyle boksörün ringde rakibine attığı sert yumruk gibi feleğimiz şaştı, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu… Kaşıkla verip, kepçeyle almak budur işte.   Zaten büyük zincir marketlerde fiyatlar alabildiğine uçmuş vaziyette alım gücünü zora sokmuş durumda, birde Elektrik, Doğalgaz, Benzin, Motorin aklınıza ne gelirse zamlar yapıldı da yapıldı. Ne oldu şimdi? Bir elden verildi, diğer elden geri alındı. Hal böyle olunca bu millet nasıl sevinsin şimdi yeni yılın geldiğine ve nasıl umut bağlasın geleceğine. Öyle günler yaşıyoruz ki, eğer böyle devam ederse bir boğazımız var onu da doyuramaz hale geleceğiz. Allah sonumuzu hayırlara vesile kılsın. Küresel dünyanın acımasızlığını nefesimize kadar hissediyoruz. Bu girdaptan nasıl kurtulacağız. Bunu da bizi yönetenlerin becerilerine bırakıyoruz ve dua ediyoruz. Allah Milletimizin yardımcısı olsun… SONUÇ: ZAM yağmuru 2022…