Türkiye olarak son aylarda gerçekten zor günlerden geçiyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği olumsuzluk halkın mutfağına kadar ciddi olarak yansıyınca geçim sıkıntısı da had safhaya ul...

Türkiye olarak son aylarda gerçekten zor günlerden geçiyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği olumsuzluk halkın mutfağına kadar ciddi olarak yansıyınca geçim sıkıntısı da had safhaya ulaştı. Devletin asgari ücrete yaptığı 4250 liralık zam ile memurlara ve işçi emeklilerine verdiği zamlar çoktan eridi gitti. Her kaleme yapılan yüzde yüz hatta üzerindeki zamlar sebebiyle zar-zor geçinen dar gelirliler ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Bunun birde üstüne Rusya’nın Ukrayna Devletine yaptığı haksız saldırı sebebiyle tüm Dünya ülkeleri de ekonomik krizden nasibini aldı. Tüketim toplumu olan ve gerektiği şekilde üretmememiz sebebiyle birçok gıdada dışarıya bağımlı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu durumdan fazlasıyla etkilenmekten kaçamadı. Doların getirdiği inanılmaz yükseliş, zincir marketlerin yediden yetmişe yaptığı acımasız zamlar, mutfağın vaz geçilmezi Ayçiçek yağlarının çılgınca yükselmesi, vatandaşların yağa hücum etmesi, akaryakıta gelen peşe peşe zamlarla mazot ve benzinin litresinin 20 lirayı geçmesi toplumun her kesimini perişan etti. Daha sonraları da indirimler gelmeye başlasa da yine de çok pahalı olan Benzin ve Mazot tüm kesimi rahatsız etmeye devam ediyor. Türk toplumunun çoğunluğunu oluşturan dar gelirli vatandaşlar Ringde dayan yiyen acemi boksörlere döndü, aldığı her yumruk yüzünden neye uğradığını şaşırdı ve bu çıkmazdan nasıl çıkılır onun hesaplarını yapmaya başladı. Hesaplamaya başladı da, “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” gel de çık bakalım işin içinden… Verilen maaş belli’ Hayat pahalılığı da belli. TUİK’in enflasyonuna göre yüzde 50 üzerinde ama gerçek enflasyon yüzde yüzün üzerinde olunca maaşlara yapılan zamlarla insanların geçinmesi mümkün değil, hatta imkânsızın imkânsızı oldu. Vatandaş soruyor? Peki, bu durumda ne olacak? Sormaktan öte hatta ağlıyor. “Bittik, tükendik”. Diyor… “Sayın Cumhurbaşkanımızın acil olarak maaşlara mutlaka iyileştirme yapması şart oldu.” Sesleri yükseliyor. Böylesine ağır şartlar altında milletin bu kadar ağır yükü taşıması ve Temmuz zammını beklemesi imkânsız durumdadır. 4 kişilik bir ailenin insan gibi yaşayabilmesi için gerekli olan miktarın 10 bin lirayı geçtiğini hesap edersek “2500-5000” bin lira arasında değişen maaşlarla bu insanlar nasıl geçinecek? Geminin yükü ağır, tam kapasite dolu. Hava fırtınalı ve sert. Dalgaların biri gidiyor, biri geliyor. Gelecek olan son büyük bir dalgada geminin batması endişesi var. Gemi kaptanının işinin ehli olması vatandaşlara az da olsa rahatlık veriyor.     Böyle örneklerle bilgi sunmak, var olan endişeleri kamuoyuna hatırlatmayı da görev sayıyoruz. Dileğimiz odur ki, Türk Milleti yıllar yılı zorlukların üstesinden gelmeyi birlik ve beraberlik halinde başarmıştır ve yine başaracağından hiç kuşkumuz yoktur. Bu millet iyiliği de kötülüğü de asla unutmayan asil bir millettir. Ekmeğini paylaşıp bölüşüp de yer ama hain gözler ekmeğine el uzatırsa da o gözleri elleriyle oyar bu unutulmasın. Türk Milleti her şeyin farkındadır ve başka milletlere de benzemez… Atatürk’ün sözüyle “Türk öğün, çalış güven.” Bugünlük de bu kadar kalın sağlıcakla…