Bu zamanda böylesi görülmedi! Yüzler güldü... Bu zamanda böylesi görülmedi! Yüzler güldü...
Saadet Partisi Zonguldak İl Başkanlığı Yönetim Kurulu ve İlçe Başkanları toplantısı Parket Restaurant'ta gerçekleştirildi. Toplantı da 2021 yılının çalışmaları değerlendirilirken, 2022 yılının ülkemize ve şehrimize hayırlar getirmesi dileklerinde bulunuldu. SP İl Başkanı Burak Erol şu açıklamayı yaptı; "Neye Göre Başarı, Başarısız Olanlar Kimler? Öncelikle şunu ifade edeyim; 22 Aralık 2020, yani tam bir yıl evvel, Dolar 7,65, Euro ise 9,35 seviyelerindeydi. Yani ortada bir başarı falan yok! Paramızın sadece son yıldaki değer kaybı bile telafi edilmiş değil. Hani Sn. Erdoğan diyor ya; "ben Cumhurbaşkanı'ydım rezervler erirken" diye, bu fiyatlara bir de bu açıdan bakarsak; -Sn. Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı seçildiği 10 Ağustos 2014 yılında; Dolar 2,15, -Başkanlık Sistemine geçtiğimiz ve kendisinin ikinci kez sınırsız yetkilerle Cumhurbaşkanı seçildiği 24 Haziran 2018 tarihinde ise; Dolar 4,60 seviyelerindeydi... Şimdi hangi rakama göre başarıyı belirleyelim, siz karar verin? 2014 öncesi mi başarı, 2014-2018 arası mı, 2018 sonrası mı, 2020 mi, 3-4 gün öncesi mi, yoksa şu 3-4 günlük dönem mi? Başarı hangisi, başarısız olanlar kimler? Fatura Hep Milletimize Kesiliyor Son döneme bir bakın döviz ve altın fiyatları bir günde %30 arttı ardından azaldı bu normal bir gidişat olamaz. 24 saatte %60’lık bir dalgalanmayı hiçbir ekonomi kaldıramaz. Başarıyı da, başarısızlıkları her seferinde başkalarına fatura etmeyi de adet edindiler.. Fakat, ne olursa olsun olup bitenlerin faturasını her zaman milletimiz ödüyor.. İşte şimdi gelelim Pazartesi günü yapılan açıklamalara... Öncelikle böylesine öngörülemez bir dönem olabilir mi Allah aşkına? 1 günde döviz ve altın fiyatlarında önce +%30, ardından -%30 şok yaşanması normal mi? 24 saatte %60'lık bir dalgalanmayı hangi piyasa kaldırabilir? İnsanımız nasıl hareket edecek, ihracatçılarımız, üreticilerimiz, esnaf, işçi, işveren neye göre karar alacak? Daha düne kadar; "faiz düşecek" dediniz, "nas var" dediniz, "yüksek kur avantaj" dediniz; şimdi cambazlıklar yaparak, kelime oyunlarıyla; başka bir türkü tutturmaya çalışıyorsunuz. Ben size sözün tam burasında yeri geldi, bir şey söyleyim; yaptığınız tüm yanlışları şimdi bir kenara koyalım; ya milletin psikolojisini bozuyorsunuz, insanımızın dengesini bozuyorsunuz! "Çoka Çok Gelir, Azdan Çok Gider" Düne kadar sizin yanlışta ısrarınız yüzünden elinde avucunda kalan 3-5 kuruşu koruyabilmek için millet dolar aldı, altın aldı. Şimdi ani bir karar değişikliği ile milletin elinde, avucunda olan ne varsa birkaç saatte eriyip gitti. Birileri Dolar yükselirken de, düşerken de kâr ederken; milletimiz ise hem yükselirken hem düşerken zarar ediyor! Şu günlerde, şöyle bir ortamda kim kâr edebilir ben size söyleyim, ekranları başından bizi takip eden vatandaşlarımız da buraya dikkat kesilsin lütfen; Bu kararları alanlar ve bu kararların alınacağını daha önceden bilen bir avuç insan... Bunların haricinde insanımızın böylesi öngörülemez bir iklimde; kâr etmesi mümkün değildir; aksine her gün daha fazla zarar edecektir, etmektedir. Bunun çok iyi anlaşılması gerekir kanaatindeyim.. "Çoka çok gelir, azdan çok gider." Bugünkü mantık budur; zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan anlayıştır bu! Kamuoyu Önünde Soruyoruz Muhterem arkadaşlar, değerli basın mensupları; "Bu hamur daha çok su kaldırır." Geçen hafta neleri konuşuyorduk, bu hafta neleri konuşuyoruz görüyorsunuz. Bakalım sonraki haftalarda neleri konuşuyor olacağız. Fakat ben şimdi endişelerimizi dile getiren birkaç soruyu kamuoyu önünde sormak istiyorum: Açıklanan bu modelle; -Nas ne oldu? Bu "devlet destekli çifte faizin" hükmü sizce nedir? -Şimdi faiz başta olmak üzere her şeyi dolara endekslemiş olmadınız mı? -Ülkemizde Doların ana para haline gelip, TL'nin ona bağlı uydu para olması değil midir? -Bu model başarılı olmazsa; ortaya çıkacak maliyeti kim ödeyecek? -Anladık devlet garantili ihaleleri sevdiniz de; "devlet garantili faizin" Hazine'ye olan yükünü nasıl karşılayacaksınız? -Bankada hiç parası olmayan milyonlarca insanın kabahati nedir? -Zenginin parasının garantörü fakir, getiri kârının teminatı ise vergilerle oluşturulan millet bütçesi olmayacak mı bu düzende? -Yine fakirden alıp zengine vermeye, servet transferine devam mı edeceksiniz? -Kısa vadede başarı amaçlayıp, sizden sonrası ne olursa olsun mu diyorsunuz? -Bu model, finansal yıkım ve çöküşün önüne perde çekmek değil midir? -Döviz kurunun yükselişine bağlı peş peşe gelen zamlar, aynı hızla geri çekilecek mi? -Döviz ve altınını zirvede bozduran, şimdi dip noktalardan tekrar alacak olanlar kimlerdir, bunlar açıklanacak mı? -Ve her şeyden önemlisi; madem bugün bu modele geçecektiniz, niye birkaç aydır milletimize bunca bedeli ödettiniz? Bunlar ülkeyi bir çöküşe götürüyor. Son zamanlarda acaba seçime mi gidiyoruz diye bir kanaatte oluşmaya başladı şimdi döviz indi faizler inecek peki zamlar ne olacak o da inecek mi?"