Bu yazımda ,yine 30 küsur sene önce yaşanmış ibretlik bir rüşvet hikayesini anlatacağım .Hikâyedeki kişilerin bir çoğu bu gün hayatta yoklar. Gelelim hikâyeye. Bir akşam üzeri büromda masamı toparl...

Bu yazımda ,yine 30 küsur sene önce yaşanmış ibretlik bir rüşvet hikayesini anlatacağım .Hikâyedeki kişilerin bir çoğu bu gün hayatta yoklar. Gelelim hikâyeye. Bir akşam üzeri büromda masamı toparlayıp iş yerinden ayrılmak üzere iken  telefon çaldı, o zamanlar cep telefonları yoktu, Valilik özel kaleminden aranıyordum, dönemin Valisi beni makamda bekliyormuş, bu saatte arandığıma  göre belli ki önemli bir durum vardı, hemen valiliğe hareket ettim. O günlerde sanıyorum Kastamonu da  sarı basın kartı sahibi tek gazeteci bendim , sarı basın kartları ise çok değerli idi. Allahü teâlâ rahmet eylesin Vali bey bana çok güvenir ve severdi, odasına girdiğimde canı sıkkındı , ilk sözü - Ahmet sende mi onlardansın, oldu. Şaşırmıştım, dedim ,sayın Valim onlar kim ? Hele otur dedi ve başladı anlatmaya. -On beş gün önce bir müteahhit geldi ,dedi ki sayın Valim falan bölge müdürlüğündeki şube müdürü  benden rüşvet istiyor, falan işi yapıyoruz, iş büyük olduğu için istiyorlar, bu yüzden bende size geldim, dedi. Git önce bölge müdürüne şikayet et ,bir şey yapmaz sa o zaman bana gel, dedim. Adam gitti, on beş gün sonra tekrar geldi ,ne oldu dedim, sayın Valim ,bölge müdürüne de söyledim  bir şey değişmedi ,aynı durum devam ediyor dedi. Ne kadar istiyorlar dedim ,efendim 500 milyon dedi. Peki dedim,seri numaralı olarak bankadan parayı temin et, git ver, hemen de beni haberdar et dedim ,para verildi, şube müdürü parayı alınca da ,görevli emniyet mensuplarınca suç üstü yapıldı ,paraların bir kısmı çekmecede, bir kısmı da şube müdürünün üzerinde yakalandı, müdür tutuklandı ve şimdi nezarette, olayın üzerinden iki gün geçtin hiç bir gazete yazmıyor, gazetelere söylemişler, bu rüşvet değil komplo deyip yazdırtmamışlar, haberin yokmu ,onun için sende onlardanmısın ,dedim,dedi. Şaşırmıştım, nedendir bilmiyorum  haberim olmamıştı.Sayın valim gerçekten haberim olmadı ,olsa idi yazardım,siz merak etmeyin ben bu önemli haberi yazarım dedim.Kaynak sağlamdı. Valilikten ayrıldım tekrar büroma gelip ,ilgili bölge nin müdürünü aradım ,bir rüşvet olayı olmuş nedir diye sordum, Ahmet bey o bir komplo, rüşvet değil, diğer gazetelere rica ettik yazmadılar ,senden de rica ediyorum yazmazsan sevinirim,dedi. Olayı heberleştirip zarfla  gece otobüsüne yetiştirip Gazetemin Ankara haber merkezine gönderdim. Yine o zamanlar fax,bilgisayar vs.yoktu.Rüşvet haberi ertasi gün  gazetemde,  falan  bölge müdürlüğünde 500 milyon liralık rüşvet,başlığı ile yarım sayfa olarak yayınlandı. Ortalık karıştı, haberin çıktığı gazete nüshasını alarak adliye ye baş savcıya gittim,savcı bey e haberin takibi üzerine geldiğimi söyledim,son durum nedir ,dedim.Savcı bey yarı hiddetle, ne rüşveti kardeşim, kompluyu, rüşvet diye haber yapmışsın, diye bana çıkıştı.Sonra devamla ,bak ,komplo nasıl olur sana anlatayım,sen şimdi adliyenin kapısından çıkarken seni iki polis çevirir ,üzerini yoklarlar, parmağının arasına az bir esrar sıkıştırarak cebinden esrar çıkartır ,20 sene yatarsın, diyerek üstü örtülü beni tahdit etti, bende, sayın savcım ,bununu yapmak  şerefsizliktir, ben şerefli Türk polisinden böyle bir şerefsizlik beklemem, diyerek  Sarı Basın Kartımı çıkarttım,vali beyden bahsetmeden , sayın savcım ben profesyonel bir  gazeteciyim ve kaynağım çok sağlam olduğu için yazdım, bu benim mesleğim, kaynak sağlam olunca sizin bu söylediklerinizi de yazarım, diyerek ayağa kalktım. Savcı bey ,yüz seksen derece dönüş yaparak ,ya kardeşim otur,tabi siz çok önemli görev yapıyorsunuz, Kastamonu nun sesini Ilgazların ötesine duyuruyorsunuz diyerek  gerginleşen havayı yumuşatmaya çalıştı.Adliyeden çıkar çıkmaz  Vali beyin yanına gittim,tedirgin olmuştum, olmaz diye bir şey yoktu,o zaman CUMUK.(Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu) da yoktu her şey olabilirdi.Vali beye durumu anlattım, sayın valim ,bunlar mafya gibi dedim ,ne gibisi Ahmetciğim bunlar mafya,bunlar mafya diyerek bağlantılar anlattı. Olayın arka planında  başka bazı bürokratlar ve  şehirden bazı hatırlı iş adamları ile özel sektör yöneticilerinin ismi geçiyordu .Vali bey bunlarla hep birlikte mücadele edeceğiz diyerek,bak sana daha başka  bir şey anlatayım dedi.Kastamonuya gelmeden önce görev yaptığım şehirde birkaç kişi yanıma geldi,dedilerki sayın valim Ağır ceza reisi rüşvet yiyor ,inanmadım, adamları gönderdim ,sonra şikayetler arttı, yanıma Baş savcıyı ,Emniyet Müdürünü ,Komiser ve birkaç Polis memuru alarak  bizzat kendim suç üstü yaptık, ilgili şahıs açığa alındı, altı ay Bakanlıktan müfettişler gelip gittiler,altı ay sonra şahıs görevine döndü beni de buraya tayin ettiler,dedi.Buda başka bir hadise idi. Benim haber Ankarada üst makamlara da ulaşmıştı ,ilgili müdürün mahkemesi devam ederken onunla beraber başka resmi dairelerden bazı bürokratların da  tayinleri çıktı, gittiler. Hikayemi mümkün olduğunca kısa yazdım. Rüşvet ve irtikap eskiden olduğu gibi, dünde vardı,bu günde konuşuluyor,gerekli kanuni  ve hukuki düzenlemeler yapılamadığı müddetçe yarında olacaktır. Devlet kurumlarımızda ve toplumumuzda çok değerli, dürüst, namuslu, Devlete ,kanunlara bağlı ahlaklı, yöneticiletimiz, bürokrat ve iş adamlarımız çoğunlukta ,lakin bunların yanında azda olsa , kanunların, yönetmeliklerin boşluklarından faydalanıp ,kendilerine bahşedilen, makam, mevki ve imkânları ,süflî çıkarlarına alet eden,fıtratı bozuk kişilerde çıkıyor.Rüşvet ve irtikap ı azaltmanın veya yok etmenin yolu, bunlara fırsat veren, kanuni, hukukî açıkların ortadan kaldırılmasından geçer. Aradan otuz küsur sene geçmiş,iyiler,iyilikleri ile,kötülerde kötülükleri ile anılıyor.Ölenlerse yanlarında ne bir kuruş para, nede bir kuruşluk mal götürüyor, onlarla giden sadece ya iyilikleri ,ya da kötülükleri.Haram yol ile elde ettikleri mal ve paradaki Devletin hakkı,milyonlarca kul ve yetim hakları da ,kişinin geride kalan yedi sülalesinden çıkıyor. Değermi.?   Yazan: Ahmet Baysan