Viral Enfeksiyonlar ve Kalp Sağlığı: Bilmeniz Gerekenler Viral Enfeksiyonlar ve Kalp Sağlığı: Bilmeniz Gerekenler
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Atasoy, İmza Gazetesi Muhabiri Serkan Arat’a gündemden hiç düşmeyen, kadına yönelik şiddet olaylarını değerlendirerek verdiği röportajda, “Şiddetin tohumları çocuklukta ekiliyor.” dedi. Prof. Dr. Nuray Atasoy, özellikle kadına yönelik şiddetin Türkiye ve Zonguldak’ta rakamsal olarak artmaya başladığını söyleyerek, “Türkiye'de yapılan bir alan çalışmasında, hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranı Türkiye örnekleminde %35, doğu örnekleminde ise %40 bulunmuştur. Başka çalışmada evlilikte fiziksel şiddetin yaşam boyu prevalansı %62 olarak bulunmuştur. Bizim Zonguldak’ta 2014 yılında yaptığımız toplum taramasında sözel şiddet %40, duygusal şiddet %31, fiziksel şiddet %24, ekonomik şiddet %12 ve cinsel şiddet %7 oranında bulundu. ATASOY: “ŞİDDETİN TOHUMLARI ÇOCUKLUKTA EKİLİYOR” Kadına yönelik şiddetin kökeninde, çocukluk çağının çok önemli olduğunu ifade eden Prof.Dr. Atasoy, “Şiddeti uygulayanlar çoğu zaman eş, baba, aileden birisidir. Şiddetin nedenleri arasında düşük eğitim, düşük ekonomik düzeyde olmak, geçmişte şiddet eğilimi olması, çocuklukta şiddete uğramak, evlilik yaşının küçük olması, kalabalık ailede yaşamak, kadına şiddetin kültürel olarak olağan karşılanması, aile içi iletişim sorunlarının yaşanıyor olması sayılabilir. Kadının ekonomik güvencesinin olmaması ve iş-meslek sahibi olmaması da şiddetin olduğu ortamda hayatına devam etmesine neden olur.” dedi. Şiddetin dünyadaki boyutuna da değinen Prof. Dr. Atasoy, “Dünyada bu oranların daha yüksek ve düşük olduğu veriler vardır. Örneğin, Kuzey Hindistan’da yaşayan kadınların %17’sinin fiziksel şiddete, %22’sinin cinsel şiddete maruz kaldığı diğer yandan Doğu Londra’da kadınların %61’inin aile içi şiddete, %87’sinin ise cinsel şiddete maruz kaldığı saptanmıştır. Nikaragua’da yaşayan kadınların %52’sinin şiddet gördüğü, Japonya’da ise kadınların %67’sinin fiziksel şiddete maruz kaldığı bulunmuştur. Araştırma sonuçları kullanılan yönteme ve kabul edilebilir şiddetin ne düzeyde olduğuna göre değişebilir. Bizim toplumumuzda fiziksel zarar ortaya çıkmadığında pek çok saldırgan davranış şiddet olarak tanımlanmamakta bu da bildirimin daha az olmasına neden olmaktadır. Psikiyatrik tedavi gören hastalarda şiddete maruziyet oranı %70’lere kadar çıkmaktadır.” dedi. Prof. Dr. Atasoy, bunun önüne geçmek için çeşitli eğitimler verilmesi gerektiğini ifade etti. Evlilikte sorun yaşayan çiftlerin psikiyatriden destek alma alışkanlığı konusuna da değinen Prof. Dr. Atasoy, Bununla ilgili sorun yaşayan ne kadar  çiftin ne oranda başvurduğuna dair bir oran bilmediklerini, daha çok depresyon, anksiyete gibi belirtilerle başvuran kadın hastalarda aile ve evlilikle ilgili sorunların %50’den çok  olduğunu söyledi. Kadına uygulanan şiddete yönelik aile ve idarenin yapması gerekenler hakkında açıklama yapan Atasoy, “Aile içinde saygılı ve etkili iletişim, kişisel alana saygı, cinsiyetçi tutumların azaltılmasına yönelik çabalar; çocukların şiddete şahit ve maruz olmalarının önüne geçilmesi ilerde şiddete eğilimi ve kendisini korumayı sağlayacaktır. Okullarda buna yönelik eğitimler, toplumsal cinsiyet kavramını içeren müfredatlar oluşturulması çok faydalı olacaktır. Toplumun her aşamasında şiddet davranışlarının her türlüsünü kınamak, küçümsemek ve şiddet gösterenleri dışlamak gibi tutumlar şiddete yönelimi azaltacaktır.” diye konuştu. Son olarak Prof.Dr. Nuray Atasoy, şiddetin sevgi ve saygı ile azalacağını ifade ederek, “Hayatın her alanında kadına, çocuğa, yaşlıya, güçlünün güçsüze uyguladığı her türlü şiddetin sona ermesini, toplumsal iyiliğimiz ve gelecekte daha akıllı mutlu ve üretken bir nesil yetişmesi adına yürekten diliyorum” diye sözlerini noktaladı. Haber Fotoğraf: Serkan ARAT