Kurban Bayramından yaklaşık 10 gün önceydi belki...

İki oğlumdan biri olan Mikail ateşler içerisinde kalmış ve abisi Mücahit, kardeş ya; abi ya; baba şevkati ile hastaneye götürmüş kardeşini.

Mikail'in yapılan testi pozitif çıkınca şaşkınlık içerisinde Çaycuma’dan Ankara’ya geldim, ama çocuklarıma yaklaşamadım beni korumak için evlatlarım beni kendilerinden uzak tuttular.

Mikail’imi evin balkonun altına gelerek uzaktan sevmeye başlamıştım, hiç ayrılmamıştık ki çok zor geliyordu bana anlatamam…

Meğer bunlar daha iyi günlerimizmiş... 

5 gün sonra kardeşini ateşler içerisinde hastaneye götüren Mücahid'imin telefonu ile bir kez daha yıkıldım, telefonda "baba boğazlarım ağrıyor" deyince ne yapacağımı şaşırdım, iki oğlum Ankara’da ayrı evlerde yaşıyorlardı karantina sebebi ile... Mücahid'e Çaycuma'ya kadar gelebilirsen gel yada seni alayım dediğimde "Babam yola çıkıyorum" dedi.

Mücahid'imin ilk yapılan testi Negatif olmasına rağmen Çaycuma’da ikinci testi maalesef pozitif çıkmıştı. Mikail'im tek başına Ankara’da Mücahid'im ise Çaycuma’da köyde karantinaya başladılar. Çok çaresizdim, çocuklarıma hasret kalmıştım.

Bu süreçte de tüm ailecek kendimizi karantinaya almıştık, daha doğrusu çevremizdeki insanları koruma derdine düşmüştük.

Köyde olmama rağmen herkesten kaçar hale geldik, çok sevdiğim Hayri ustanın hiçbir davetine icabet edemedim, gel bize bişey olmaz bir bardak çayımızı iç, demesine rağmen çevremdeki insanları hep korudum. Mikail'imin karantina süreci bitmişti, Mücahid'im köyde rahattı, bunun üzerine bayram sonrası Ankara’ya gelmeye karar vermiştim.

Tek tek durdular! Tek tek durdular!

Ankara’ya geldikten iki gün sonra halsizleşmeye başladım, nefesim sıkışmaya başladı.

Şehir hastanesine giderek muayene oldum test yaptılar ve gece yarısı testlerimin pozitif olduğunu öğrendim. Bir gün sonra ilaç için ve tedavim ile ilgili bilgi almak için tekrar şehir hastanesine gittim. O gece beni gözlem odasına aldılar, artık dayanacak gücüm kalmamıştı, bir an önce ne olacak sa olsun dercesine hemşirelerin gözüne bakıyordum, sabaha yakın gözlem odasından aldılar ve normal odaya yatırdılar, hastane Pandemi sebebi ile çok yoğundu, iki kişilik odada kalmaya başladım. Öksürürken ciğerlerim yırtılıyor zannediyordum. Kesinlikle yaşınıza güvenmeyin. Önce bir ilaç tedavisine başlandı. Hastalığın belirtileri gün geçtikçe arttı. Boğazımda bir yutkunamama sorunu oluştu. Ondan sonra baş ağrısı oldu. Ateş bende pek olmadı. Yüksek ateşim bazen olup diniyordu. Kuru öksürük ve boğaz şişkinliği baya baya hissettim. Hayatım boyunca hiç bu kadar şiddetli, sancılı ve sık öksürük yaşamadım.

Ben sigara içmeyen birisiyim buna rağmen bu semptomları çok ağır bir şekilde yaşadım. Tedavi sürecine başladılar. Doktor ciğerlerimin çok temiz olduğunu söyledi. Tedaviye çok çabuk yanıt verdim. Bundan dolayı sigara içmemenin ne kadar önemli olduğunu gerçekten bir kez daha vurgulamak isterim. Kimisi sigaradan kurtulamıyor, kimisi bağımlılığının olduğunu söylüyor. Sigara içmemenin çok faydasını gördüm ama böyle hayati faydası da gerçekten olağanüstü bir şey.

Sekizinci günde yapılan son testimin negatif çıktığı öğrenildi... İlk üç gün ben hastalığı geçirirken uyuyamaz hale geliyordum. Çünkü öksürdüğüm zaman ciğerlerimin patladığı hissiyatına varıyordum. O yüzden iyileşmeme rağmen öksürük devam ediyordu.

Tedavi sürecinde serum taktılar. Bir ara nefes darlığı çektim. Solunum cihazına bağladılar. Böyle böyle hastalığı atlatmanın mutluluğunu yaşıyorum. 14 gün boyunca evde karantinada kalacağım.

Şu an evde kendi odamdayım. Negatif olduğuna inanarak, güvenerek kesinlikle baştan savma davranmıyorum. Hijyenik bir ortam sağlamaya çalışıyorum. Ailemde bu konuda çok yardımcı oluyor. Bu hastalıkta içimin rahat olduğu tek konu hastalığı kimseye bulaştırmamam. Kimseyle temas kurmamaya çalıştım. Çevredekiler bunun gereksiz olduğunu düşündü ama ben içim rahat etsin diye kendimi hep izole ettim. Yaşınıza bakmayın. Gerçekten çok ağır bir şekilde geçirebiliyorsunuz. Ne kadar genç, ne kadar dinamik olursanız olun belli olmuyor. Kimisi hiç fark etmeden geçiriyor. Bunun için net bir şey söylemek mümkün değil.

Siz yine de işinizi şansa bırakmayın. Kendinize çok dikkat edin. Kendinizi çok iyi izole edin. Bu zorlu süreçte başta Ankara Şehir Hastanesi Doktorundan, Hemşiresine, hasta bakıcısından temizlik personeline teşekkür ediyorum.

Telefonla arayan, mesaj yollayan benim paylaşımlarımı paylaşan tüm eş dost arkadaş herkese sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Milletvekillerimize, belediye başkanlarıma, sivil toplum kuruluşu başkan ve yöneticilerine, siyasi parti temsilcilerine saygılarımı arz ediyorum.

Kocaman bir teşekkürü de Zonguldak Basınına borçluyum...

Süreci hep takip ettiler ve beni hiç yalnız bırakmadılar...

Ben hepinizden Razıyım Rabbim de Razı olur İnşallah…

MASKE_MESAFE_HİJYEN Virüs’süz günlerde buluşmak dileği ile….