Bu başlığın patenti bana ait değil, ünlü şairimiz Can Yücel’e aittir. Günümüze bu kadar uyan bir tanım bulamadım. Sayın Osman Sav beni aradı ve uzun süredir haber alamadığını ve merak ettiği...

  Bu başlığın patenti bana ait değil, ünlü şairimiz Can Yücel’e aittir. Günümüze bu kadar uyan bir tanım bulamadım. Sayın Osman Sav beni aradı ve uzun süredir haber alamadığını ve merak ettiğini söyledi, ne yalan şöyleyim  böyle bir vefa beklemediğimden şaşırdım, demek ki beni merak eden birileri de varmış, buradan kendisine teşekkür ediyorum, her ne kadar kendi gazetesinde yapılan bir iltifat gibi gözükse de bu tür vefalı davranışları mumla arar olduk. Neden yokum? Günlerdir yoğun bir çalışma içindeydim ama yazı yazacak zamanım çok oldu, ama özellikle yazmadım. Ya Allah aşkına bizler meğer ne kadar çok kirlenmişiz, yerel basında bazı “kurşunkalem”lerin  neresine dokunsalar  resmen b.k akıyor, kimisi birisinden para almış ve haber yapmış, kimisi birilerini dikizlemiş şantaj yapmış, yani burada açıkça yazamıyorum ama köşe yazarlığı dışında tüm entrikaları çevirmişler, yazar olmaktan utanır oldum, sevgili Osman Kardeşimde beni merak etmiş, sağ olsun arayıp hal-hatır soruyor ama bu kirlenmiş  ve her tarafından irin akan sektörün uzağında durmak daha hayırlı değil mi?  Ben böyle düşündüm, beni buna iten sebepleri süzgecimden geçirmeden yazacağım yazıların ne kıymeti olabilir ki?  Yasama, Yürütme, Yargı ve  Medya… Daha önce Kuvvetler ayrılığı ve ya birliği deyin üçtü, günümüzde artık medya da çok önemli bir kuvvet ve herkes de bunu kabul etmiş, etmiş ama medya bir güç- kuvvet diye bunu silah olarak kullanmak ne derece doğru? İşte bu zavallı kentimizde elinde medya gücünü bulunduranların yapmış oldukları etik dışı davranışlar beni bu sektörden ürküttü, mesela bu yazıyı yazarken bile çekinir oluyorum, sanki bu kirlenmiş dünyanın silahşorlarının saldırısına uğrayabileceğim paranoyası yaşıyorum. Benim neyimi bulacaklar korkum yok, hatta bizlerin yazdığı yazıları da maalesef geniş halk kitlesi okumuyor, çünkü bizim yazılarımızda küfür yok, belden aşağı vurmak yok, kelimelerin gücünü kullanarak şantajla  birilerine aba altında sopa göstermek yok, para kazanma hırsımız yok, kısacası –üzülerek belirtiyorum- kent kamuoyu bu seviyesiz yazı ve entrika senaryolarını daha çok okuyor ve onların güç kazanması için havuzlarına su taşıyorlar. Rakamlar gerçekten korkunç, okunma oranlarına bakınca: “ düğün olsun da anamın düğünü olsun” diyenlerin sayısındaki uçurum bu “kurşunkalem” leri daha çok ateşliyor ve her gün biraz daha ileri gidiyorlar. Buradan işini düzgün yapan yazar ve kıymet bilen okurların affına sığınıyorum, tabii ki bu sektörde sadece “Kahperengi” yok her renk ve her kesimden kaliteli insanlarımız da var, sırf bu nedenlerle bile yazı yazmayı ve o kaliteli insanlarımızla hasbihal etmeyi kendime onur sayarım. Son bir not: Yıkılmadım, ayaktayım be buradayım. Kahperengi dışındaki hayatın tüm renklerini başıma taç yapıyor, siz okurlarıma saygılarımı arz ediyorum.    Yazan: Mehmet Çelik