İstanbul sözleşmesiyle 'Kaş yapayım' derken!

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşme... 

Sözleşme 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için ‘İstanbul Sözleşmesi’ ismiyle anılıyor.

Tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”...

Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylanmış... Bazı ülkeler de çekilmiş...

Türkiye, Sözleşme'yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamış...

Buraya kadar sözüm yok!

Kimsenin de olmamalı...

Lakin bize getirdiklerine bir bakalım...

Güzel, afilli sözler arasında veya arkasındaki hesap karışık!

Aynı, bir zamanlar "Dinler arası diyalog" ile kulağa hoş gelen sözler söyleyip kafa arkasında farklı amaçlar güden FETÖ misali... 

Niyet bozuk!

İstanbul Sözleşmesi sayesinde Türk İslam aile yapısını yıkmak isteyenlerin ellerine verilmiş en tesirli silah...

Panzehri olmayan bir zehir gibi... Bununla güya şiddete uğrayan kadına şikâyet yolu açılırken tek taraflı olarak kadının beyanı mutlak esas kabul edilmiş. 

Ardından İstanbul Sözleşmesi’ni takip etmek üzere AB’den ve Soros’tan gelen paralarla kurulan LGBT’li dernekler, kadınlara bu haklarını duyurmak üzere neredeyse tüm yurdu sarmış durumda. 

Maksatları kadına şiddeti bitirmek değil, evlilikleri yok etmek, nikâhlı birlikteliği ortadan kaldırmak ve gençlerimizi sapkın ilişkilere yöneltmek olup bu girişimlerine tam hız devam etmektedirler.

Asıl anlamadığım ise KADEM Vakfı gibi aile meftumu gözeten veya gözetmesi gereken bir kurumun İstanbul Sözleşmesi konusundaki diretmesi...

Kimlerle aynı safta yer aldığına baksa bile burada bir yanlış olacağına anlayacakken diretmesi ilginç...

Hadi hepsini geçtik... İmza attığımız 2012 tarihinden beri kadınımıza yönelik şiddette ne değişti?

Aksine kutuplaşma, ötekileşme, 3. cinsiyetin legalleştirme çabası... 

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), bu sözleşmenin peşine takılacağına İslam dininin kadına verdiği değeri örnekleriyle anlatsa kadın da korunur, aile yapısı da korunur, hepsinden önemlisi de "İslamiyetin kadını hor gördüğü" gibi yanlış anlayışı yok etmeye yardımcı olur...

İstanbul sözleşmesiyle "Kaş yapayım" derken göz çıkarma hareketi yapılmasına müsade edilmemeli...

İstanbul sözleşmesi yerine İslam sözlerine bir bakın!

"Cennet Annelerin (Kadının) ayakları altında" Hadisi Şerifi bile herşeyi özetlerken niye başka sözleşmede çare ararız?

 

 

                                                     ***

 

Rast gele A.RIZA!

Türkiye genelinde "Ahlak dışı" yazı yazmaktan Basın İlan Kurumundan ceza alan 3 gazeteden biri olma "Şeref"ini taşıyan, Zonguldak'ın da adını kirleten Ali Rıza Tığ, yine oltayı attı!

Bu sefer güya dolanmaçlı...

Sayın Vali Mustafa Tutulmaz yerse!

Malum, sayın Vali Tutulmaz, gelir gelmez "Tehdit, şantaj" kokan yazı yazanlara karşı tavrını belli ettiğinden çok açık bildik hareketleri yapamıyor ya...

O nedenledir ki Antalya Elmalı üzerinden yürüyüp oltasını attı, garibim!

Türkiye gündemine oturan Belediye Başkanının skandalını hatırlattı önce, sonra Zonguldak'ı yemledi...

"Antalya’nın Elmalı İlçe Belediye Başkanı Halil Öztürk ile makam şoförü Ahmet Tilki'nin eşi Sümeyra Tilki arasında yasak aşk skandalı.

Biz bu haberi verdik ve sonuna, Zonguldak’ta bir ilçe belediyesinde, Belediye Başkanı ile belediyede çalışan yöneticinin eşi ve baldızı arasındaki ilişkiyi ekledik.

Deprem oldu sandılar, gerçek sonradan ortaya çıktı! Deprem oldu sandılar, gerçek sonradan ortaya çıktı!

Belediye Başkanı ile aşk yaşayan kadın bir sabah Belediye Başkanının makamına gidip “Kocamı Belediye Başkanı yapacaksın. Yoksa burayı başına yıkarım” dedi.

Başkan, karısıyla aşk yaşadığı adamı hemen Belediye Başkan Yardımcısı yaptı.

İlişki eş ve baldız üçgeninde uzun süre devam etti."

Vesaire... İnce ince göndermelerle öncelikle tüm belediye başkanlarını yemledi... Olurya gözünden kaçan varsa oda tezgaha gelsin diye... İlk arayanlar ve hal hatır sorup destek vermek isteyenler demek ki yapıyor hesabı...

Bu taktiğin diğer yanı da yapan belediye başkanının kafasını koparmak! 

Bu kafa koparmak da Ali Rıza Tığ tarzı tabi...

Devamında günah çıkartırcasına yorumuna devam ediyor;

"Türkiye’nin her yerinde oluyor böyle şeyler

Ve bu olaylar haber oluyor.

Biz bu konuları haber yapınca “Belden aşağıya yazıyor” şeklinde eleştiri geliyor.

Bu haberi Sabah, Hürriyet, Milliyet iki gündür ayrıntılarıyla yayınlıyor."

Sen de Elmalı'daki gibi delilleriyle ver ismi, cismini... Buna gazetecilik diyelim...

Yok ama, "Asıl para yazılmayan haberden kazanılır" ya! 

Yani tehdit et, para gelirse "Namuslu başkan", para gelmezse "Namassuz başkan"...

Bir çok vali gelir gelmez anlamıştı, Vali Mustafa Tutulmaz da anlamıştır sanırım...

Anlamadıysa da Tığ, rahat duramaz zaten... Yakın da daha net anlatır kendini... 

 

 

                               ***

 

Ben diyorum "Ahlak, etik", sen diyorsun, "İletişim, tembel" 

Tartışmayı getirmeye çalıştığın yerden yürüyelim Ali Rıza Tığ...

Ben diyorum "Nitelik, itibar" sen diyorsun "Para, tıklama"

Sen diyorsun; İletişim özürlü, kötü gazeteci, tembel, haber yapmıyor!

Ben diyorum; Ahlak dışı yazı, tetikçilik, şantaj, yalan, iftira!

Malum iftiralarına karşı bıraktığın "Şerefini" hele bir al düştüğü yerden!

Bu arada kimin anlama özürlü olduğunu her yazında belli ediyorsun...

Reklam için 500 TL. isteyene "Param yok" diyenler, tehditle sabahdan akşama yazan kişilere 5 bin lira verme omurgasızlığı gösterilmesinedir bizim tepkimiz...

Bu arada gönderilen 2 bin lirayı almamış, geri göndermiş, 15 bin istemişsin...

Merak etme böylesi omurgasızlar olduğu sürece o para da gelir!

Olmadı atarsın Kıbrıs kumar fotolarını, malum ahlaksız ilişkileri ima eden yazıyı...

Gelir yine tezgaha, oturur arabaya!

O da olmadı FETÖ bağlantını sokarsın devreye!

Mesele omurga!

 

                                                      ***

 

HAFTANIN SÖZÜ: "Bu vesileyle bizlere siyaseti kentine ve Ülkesine hizmet etme imkanı olarak veren, Başta Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ,Tüm Zonguldaklı hemşehrilerimizin ve İslam Aleminin Kurban Bayramını tebrik eder, Saygılarımı arz ederim."

AK PARTİ ZONGULDAK İL BAŞKAN YARDIMCISI MUAMMER AVCI

 

                               ***

 

SÖZÜN ÖZÜ: "Salak ! Hala kalkmış soranlara ‘ben ayrıldım’ dersin diyor. Öldürdüğü yetmiyor ya, bir de intihar süsü vermeye çalışıyor."

Küçük İskender 

 

https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-istanbul-sozlesmesiyle-kas-yapayim-derken-271.html