Çağın korkulu kâbusu öldürücü Covit 19 hastalığı sebebiyle vatandaşlar hastanelerden soğudu ve mecbur olmadıkça da kimse hastanelere gitmez oldu. Bunu bire bir gören ve şahit olan biriyim.

Kontrol amaçlı olarak geçen hafta Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine Dilek Malkoç hocama gittiğimde şaşırıp kaldım. Covit 19’dan önce kapısında iğne atsan yere düşmez misali hastası olan Gastroenteroloji doktoru Dilek Malkoç’un muayenesi önünde sabah saat 10.30 itibariyle saydığım kadarıyla 10-15 kişi vardı, belki daha sonra gelen olmuştur-olmamıştır görmedim. Ben kontrolümü oldum çok dikkatli şekilde hiçbir yere hiçbir şekilde temas etmemeye özen göstererek çıktım.  Derneğe KGD’ye görevimin başına döndüm.

Bu haftaki köşemde hangi konuyu yazayım diye düşünürken işte böyle bir fikir aklıma geldi ve bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Yaptığım gözlemlere göre gerçekten ortada büyük bir vahim tablo var. Halk tedirgin ve korku içinde, pandemiye yakalanmamak için ve bu baş belası mikrobu almamak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Keşke bütün vatandaşlar cadde ve sokaklarda da böyle duyarlı davransalar bu hastalığı zaman içerisinde kolay şekilde atlatma imkânı bulurduk.

Hastaneye düşen ve hastanede yakalandığı hastalığa şifa bulmak isteyen vatandaşların bir de bu Covit 19 mikrobuna bulaşmamak mücadelesi gerçekten görülmeye değer bir durumdur. Geçen Mart ayından itibaren ülke olarak çok büyük bir mücadeleler veriyoruz, çok sayıda doktor, hemşire, görevli sağlık personeli ve vatandaşlarımızı kaybettik.  Dünya korku ve telaş içinde kıvranıyor, şimdi birde kış ayına girmemiz münasebetiyle grip ve covit-19 karışımı ile gelecek olan bu hastalıktan inşallah toplum olarak hayırlısıyla kurtuluruz diye dua edelim. Çünkü, hastanede gördüğüm manzara hiç te hoş değildi, insanları ürkütücü bir korku sarmış. Bu bakımdan Allah yardımcımız olsun. “Maske-Mesafe-Temizlik” bu işin başka yolu yok…

***   ***  ***

İBLİSİN ÇOCUKLARI

Yıllardan beri aynı şeyleri söyler dururuz.

Vallahi de yok, Billahi de yok.

Türk’ün Türk’ten başka dostu yok.

Bakın şu dünyanın durumuna bir gözlemleyin.

Herkes Türkiye ile uğraşıyor. Müslüman toplumlarla uğraşıyor. Şimdi de Ermeni şeytanlarını saldılar ortalığa Müslüman katliamı yapıyorlar. Rusya’nın masa başı oyunları sayesinde Azerbaycan-Ermenistan savaşı dünyayı ateş çemberine dönüştürdü. Birde bunlar yetmezmiş gibi “İblisin çocukları” diye adlandırılan PKK Hatay ormanlarını öyle bir yaktı ki her yer cehenneme döndü.

TOKİ’den Zonguldak’ta çevre düzenlemesi ikmal ihalesi! TOKİ’den Zonguldak’ta çevre düzenlemesi ikmal ihalesi!

Bu duruma çok sinirlenen ve ateş püsküren MHP Lideri devlet Bahçeli de PKK’lılar için “Ateşin çocukları. İblisin çocukları, ihanetin çakalları” diyerek tepki gösterdi ve Azerbaycan-Ermenistan savaşı için de “Kafalarına vura vura Karabağ’ı kurtarılmalı” dedi.

Rusya’nın barış için devreye girmesini ise, “Moskova’nın müdahil olduğu hiçbir müzakereden sonuç alınamamıştır. Rusya’nın olduğu her masada herkes savaşır. Rusya kazanır” mantığı vardır. Bu sebeple Ermenilerin kafasına vura vura Müslüman toprağı Karabağ geri mutlaka alınmalıdır” dedi.

Görülüyor ki Türkiye ve Müslüman toprakları üzerinde oynanan oyunlar dün de bitmedi, bugün de, yarın da bitmeyecektir. Yani, kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye devam edeceğiz. Kalın sağlıcakla…