"Çok konuşan çok hata yapar" derler büyüklerimiz...

Ayrıca bilmişlik taslayanların hiç birşey bilmezse bile "Had bilmesi" gerektiği de bir vakadır!

Gelin görün ki Pusula Gazetesinin İmtiyaz Sahibi Ali Rıza Tığ, hem üst üste gafları hem de "Had bilmezliği" ile yine gündeme geldi...

Kız Meslek Lisesi yıkılmasında sponsoru Milletvekili Hamdi Uçar'a destek verecem derken haddi de aşmıştır, etik değerleri de...

Hoş hemen hemen her yazısında yaptığı ve bundan da zevk aldığını bildiğimiz şeyleri yapmıştır...

Kız Meslek Lisesi anılarıyla genelev anılarını aynı değrde gösterecek kadar basitleşmiştir...

Ama bu sefer halk duyarlılık göstermiş, korkmamış, çekinmemiş, tavrını göstermiştir...

Gazeteci Ahmet Öztürk'ün fitilini ateşlediği tepki giderek büyümüş, aile dostları, köşe yazırları ve nicelerine kadar gelmiştir...

Özür beklenirken 2 yazısında da ukalalık ve konuyu saptırma taktiğiyle hatasını sulandırma yoluna gitmiştir...

Bize de payımıza düşeni güya vermiştir!

Yine yalanlar, yine saptırmalar, yine zeytin yağı ve "En iyi savunma saldırmadır" taktiğini üzerimizde kullanmışır!

Güzelim “Böyle başa böyle tarak” deyimini ilk yazdığımız günden beri bazılarına masaj atarak, bazılarını da ikna odasına alarak şahsımızı karalama taktiğinden vaz geçmeyen Tığ, yine makarayı geri sarmış!

Deyimi 2 defa köşesinde kendi zihniyetine uygun olarak vali, milletvekilleri, emniyet müdürü için kullanmasına, Yılmaz Özdil başta olmak üzere bir çok tanınmış köşe yazarı işlemesine rağmen, bizim "Her şeyin kendi kapasitesi oranında değer bulduğunu anlatmak için" kullanmamızı bir türlü anlayamamış!

Bu saatten sonra da anlayamaz zaten!

"Osman o niyetle yazmaz" denilmesine rağmen yemiyor içmiyor deyim üzerinden ahlak dışı yazı yazdığım yalanını söylüyor, yayıyor!

Ayrıca, daha önceki yalanlarındaki "Şeref"ine açıklık getirmeden "Bizim Kız Meslek Lisesi yazımız üzerine, Karaelmas Gazeteciler Derneği yöneticilerini arayıp kınama yapılması için ikna çalışması yaptı." yalanıyla şerefini bir kez daha ortaya koymasına ancak gülünür, geçilir...

Kişisel husumeti ne Karaelmas Gazeteciler Derneğine yansıtırım nede başkan ve yönetici arkadaşlar buna izin verir, vermemelidir de...

Hatta kişisel husumeti İMZA'ya bile yansıtmam...

Ali Rıza Tığ meselesi kişisel değil mesleki ve toplumsal ahlak meselesidir...

Son genelev, Kız Meslek Lisesi, 

Daha önce dini ve manevi değerlere saldırması da bunun ispatıdır...

Bir Tığ gider başka tığlar gelir!

Mesele; Zonguldak ve mesleği "Ahlak dışı yazı" yazarak Basın İlan Kurumundan ceza alacak 2 ilden biri yapıp rezil etmeyecek duruma getirmektir...

Zonguldak, Düzce, Bartın, Kastamonu, Karabük ve Bolu'ya uyarı! Yazın daha da artacak Zonguldak, Düzce, Bartın, Kastamonu, Karabük ve Bolu'ya uyarı! Yazın daha da artacak

Ya düzelirsin, ya düzelirsin!

Zonguldak'ın bu kadar midesini bulandırma artık...

 

 

                                 ***

 

BİR DE HAMDİ BEY'E SORALIM!

Acun'un "Var mısın, yok musun?" programından meşhurdur Hamdi bey!

Bir de eleştiren ve iddiaları gündeme getiren gazetecinin kalemini kıran, Zonguldaklı olmaktan utandığını söyleyen, halktan intikam aldığını itiraf eden "Kalem Kıran Hamdi Bey" meşhurlaşıyor, gittikçe!

Ali Rıza Tığ'ın Kız Meslek Lisesinin yıkılması olayında Milletin vekili Hamdi Uçar'ı savunacam derken millete hakaret edilmesi olayında bir çok kesim konuştu... 

ZOKEV'i, Kadın Platformu... Gazetecisi vs...

Bir de "Kalem Kıran Hamdi Bey" olarak dillendirilen Sayın Milletin vekili Hamdi Uçar'a; 

Tığ'ın, "Kendisini destekleyenlerin ceza aldığı fıkralara ve yazılara güldüğü ve para verdiğini" söylemesinden yola çıkarak soralım;

Ali Rıza Tığ; İlk Peygamber Hazret'i Adem'e hakaret ettiğinde,

Namaz kılanları, başörtü takanlarla ilgili aşağılama çalışmalarında,

Ak Parti İl Başkanı Zeki Tosun'u soy adından yola çıkarak hayvana benzettiğinde,

Belediye Başkanı Dr. Selim Alan'a "Kan testi" yaptığında,

Cumhurbaşkanının da aile dostu Başsavcıya "Koca kafa" benzetmesi yaptığında,

Son olarak Kız Meslek Lisesi mezunlarının hatıralarının genelev hatıralarına benzetildiğinde güldün mü? 

Desteğini Ankara dahil bir çok yer biliyor da gülüp gülmediğini merak ediyoruz hani...

Tığ'ın yaptıkları hangi mesleğe, etik kurala sığıyor?

He bir de "Kalem kırma" sadece seni eleştirince mi oluyor?

Tığ'ın yaptıkları sence "Gazetecinin hakaret, yalan, iftiralarına" girer mi?

Kalemini kırar mısın?

Yoksa kalemini mi yontarsın? Mürekkep mi alırsın?

 

                          ***

 

HAFTANIN SÖZÜ: "Herkesi 'ADAM' yerine koymayın... Bazıları alışkın değildir, yerini yadırgar...!"

 

                               ***

 

SÖZÜN ÖZÜ:  “Mânevî virüs belirtileri gösteren kişilerle aranıza en az 3-4 adım mesafe koyun.” 

 

https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-had-bilmeli-bir-de-hamdi-bey-e-soralIm-239.html