Bu yazımı kaleme almadan evvel uzun bir süre var olan olağanüstü yaşanmışlıkları izlemek gereği duydum ki, ABD ait arşiv, belge ve  mikrofilmleri gerçek yaşamdan alınma bilgileri gün yüzüne çıkartabilme adına nakletmeye  çalıştım.

Osmanlı Devleti’nin parçalanışı sonrası İşgalci devletlerin  gayrimeşru olaylarının gizli saklı odalarda aldığı kararların Anadolu halkında oluşturduğu negatif etkilerinin çözümsüzlüğüyle bocalayanların anlatıldığı zorlu zamanlardır.

 

Ülkelerin içinde bulunduğu sıkıntılı dönemlerde kısa sürede elbet başarı sağlamak elbette beklenemez bazı haller vardır ki topyekûn halkının desteğine gerek duyulur ki bazı uygulamalar toplumun bir kesimince memnun edici bulunmayabilir.

Dünya devletlerinin ekonomik, politik, siyasi, kültürel vb. tüm hayati fonksiyonlarında çekilen sıkıntılar sona erdirileceği algısı oluşturularak el uzatılır ki bu elleri uzatanlar kendilerini efendi kabul ettirerek düşüttürdükleri bataklıktan kurtarıcı rolü oynarlar. Onlar yıllar evvelinden ayrıntılı kurgulayarak hükümlerini eksiksiz hayata geçirtirler, geçirdikleri hatasız ve pürüzsüz olmalıdır ki harcanan paraların, zamanın, sabrın bedelini fazlasıyla alabilsinler. Dünya topluluğunun bugünkü koşullarını göz önüne bulundurursak ve her türlü güçlüğü göze alarak bu büyük problemin atlatılmasında sarsılmadan yürüyeceğime güvenim var. Elbet bunların etik olmayan olumlu olumsuz birçok sonuçları olacaktır. Şu ana kadar ki var olan omurga yeni şekil alacaktır. Bu şeklin insanlığa faydasızlığını elbet geç olmadan göreceğiz.

    Tarihte var olan bir çok vukuatlarına sebebiyeti tam bir beyin törpüsü..! Geçmişi araştırmak sadece doğru bilinen yanlışların gün yüzüne çıkmasından ibaret değildir ve lakin yapılmış tüm icraat erden dersler çıkararak Batının sefaletini görmeye başladığımız an elbet öz kökümüze doğru ilerleme kaydedebiliriz. Her hikmetin İslam da olduğunu anlayamayan Batı kölesi zihniyetler halen ruhlarını emperyalizmin güdümüne emanet ederek gerek medya gerek basın aracılığıyla çıkarları çıkmazı olarak insanlığı aldatmaya devam etmektedirler. Yaşananlar fikir ve sanat bataklığında kör olmuşların hased ve fesad duygularıyla efendilerine dalıp mana çıkararak şer hizmette öncü olmaya aday olmuşlar. Kendilerine üstün ünvanlar alarak yine muhtelif odaklara hizmet ederek insanlığı yanlış yönlendirmeyi erdemlilik atfederek masum günahsız birçok cana sebep olmaktadırlar.

    Amerikan Dışişleri Bakanlığına bağlı diplomatların birbirleriyle anlaşmazlıklarının yanı sıra üçüncü şahısların da bu anlaşmazlıklardan istifade ederek Dünya’nın kalbi niteliğindeki Anadolu topraklarının nasıl kana bulandığının irdelendiğidir. Yanlış ve abartılmış bilgilerle o dönemde olup bitenleri yanlış aksettirenlere inat, aslen belgelerle araştırarak özgün bir çalışma işine girenler geride toprakları için can verenlere bu çalışmayı borç bilmektedir. Global bir oyun oynanmakta bir oyun içinde oyun oynanmakta, sonrası; çok mühim insanımızı gerçek kimliğinden uzaklaştırarak girdiği sendromu ancak ve ancak ilgi ve alaka gösterenin uzattığı el ile atlattığına şahit olduk.

     Görülmeyen gizli oyunların tebliği ile yetkin kuruluşun vazifelendirdiği kimseler vasıtasıyla olabildiği gibi, hiç onlarla doğrudan irtibatı olmayan kitaplarla veya şahıslar vasıtasıyla yürütülebilmektedir. Sosyal olaylar ortaya çıkaran ilişki ağları çok karmaşık, nedenler genellikle birbirleriyle alakasız ve örtülü gibi olsa da bağlantıların açığa çıkarılması kolay değildir. Doğal eğilimler ve uzman yeterli kadroların oluşturulmasıyla mamafih yüce yaratıcının kelamıyla şu an yaşanılanlara anlam verebilmek için tam anlamıyla geçmişi irdelemek gerekir. Global ideolojik boşluk ve yaşama nedeni ve kimlik arayışı içine giren toplumlara tarihte önayak olunmasıyla önemli bir olgu oluşturan Türkler bu özgün görevini halen devam ettirdiğini kanıtlamıştır. Elbet Türkler tarihlerinin hiçbir döneminde birleşememişlerse de İslam İmparatorluğu kurabilmişlerdir. Hak din İslam merkeziyetçiliği altında yüzyıllarca varlığını sürdürerek fetret devri sonrası tekrar kendini ispatlayarak tüm inananlara kendini ispatlamıştır.

     Birinci Dünya Savaşında Türkiye, Almanların yandaşı olarak savaşa katılarak bazı devletlerle diplomasisi kesildiğinde İstanbul’daki Amerikan Büyükelçiliği, Belçika, İngiltere, Fransa, Sırbistan ve İsviçre’yi de Türkiye de temsil etmeye başlar ki Milliyetçi ve Disiplinli  Amerikalı Abram Elkus 21 Temmuz 1916’da Büyükelçi olarak atanır. Pek çok zorlu yazışmalar ve kararlar alınarak geçen süre zarfında Osmanlı İmparatorluğu yenilgisiyle, Müttefik devletler İstanbul’a Kasım 1918’de Lews Heck yüksek komiser atanır sonrasında peşine Mayıs 1919’da G.B. Ravndal İstanbul’a Yüksek Komiser olarak atanır. ABD, Yakın-Doğu ile daha yakından ilgilenmeye başladığından o sahaya yakın Amerikan filosundan Tuğamiral Mark Lambert Bristol’u 1919’da Yüksek Komiser olarak atayarak birçok gizli dosyalara imza atması sağlanmıştır. Bristol, kararlarından ödün vermeyen kadınlara düşkün ve bir o kadar da karşısındakini etkiyebilen karaktere sahip idi. İstanbul’daki Amerikan hastanesine dahi onun ismi verilerek ölümsüzleştirilir. ABD, Ankara’ya 1922’de gayri resmi bir temsilcisi Robert İmbrie adındaki derin anlaşmaların ismini göndererek çarpık fikriyatlar baş göstermeye başlar.

    O zamane yüzlerce gün yüzüne çıkmamış Ajan ve misyonerler çalıştırılır. Bunlar ismi anılmayan gayrimüslimler tarihe yön vererek Yeni Dünya Düzeninin bir parçası olmuşlardır. Türkiye’nin cezalandırılması işte böylece geniş alanda başlatılmış olur. Yunanlıların İzmir’i işgaliyle Süryani ordusu komutanı Ağa Petros’un kışkırtılması, Hükümet’de iç ve dış mihraklar, Erzurum kongresi, Trabzon’da patlamalar, Asilere karşı önlemler, ABD mandasının Anadolu’da etkileri, Kafkasya ve Orta-Doğu’da jeopolitik sorunlar ve çözümsüzlükleri, Harboard Heyeti’nin Günyüzü, Ali Galip olayıyla Kürtleri kışkırtma harekatı, Entente Liberal kuruluşunun gelişimiyle sonu gelmeyen baskılar, Hükümete aleyhte işletmelere baskınlar, Maraş olaylarının sebep ve sonuçları, İşgal zamanı tutuklananlar, Mübadelelerin kararlaştırılması, İstihbarat raporlarının işleyişi zaman içinde leyh ve aleyhte gün yüzüne ne şekilde çıkarıldığı ispatlanır.

    Yüzlerce Anadolu’da Dernekler ve platformlar oluşturularak aleyhte propogandalar yapılmıştır. Başta İstanbul merkezli sonrasında Anadolu şehirleri sonrasında ABD, Rusya, Yunanistan, Fransa, İngiltere, Orta Doğu ve Kafkasya coğrafyasında çalışmalar yapılarak organize birçok proje hayata geçirtilir. Bu arada yaşanan acılar, kaygılar, hüzünler, kayıplar, aşklar her alanda olduğu gibi Askeri, politik, siyasi sahada da kendini gösterir. Bitmeyen tarihe damgasını vurmuş büyük savaşlar hep bilinmeyenlerce çıkarılmıştır.  Yıllarca süren çalışma sonunda son yedi yüzyılı içeren yüzlerce misyonerin yine yüzlerce kaynaklarla okuyucusuna ‘’Tarihte Kayıp Oryantalistler’’ eserini kavuşturarak bir ilke imza atarak kıvanç duymaktayımdır.

 

 

Araştırmacı Yazar-Tarihçi

Volkan Yaşar Berber

 

https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-gorulemeyen-gizemler-424.html

Yüzlerce kişi oraya akın etti Yüzlerce kişi oraya akın etti