Dönem dönem faklı şekilde ortaya çıkan fillerin tepişmesi, bu sefer de bir başka şekilde ortaya çıktı!

Zonguldak Belediye Otobüs işletmecisi ile Zonguldak Belediye Başkanı arasındaki kapışma tam da "Filler tepişir çimenler ezilir" sözüne uydu...

Her iki taraf da kendini haklı görüp karşı tarafı suçlasa da;

Haklı olan yok, mağdur olan çok... 

Engelli, 65 yaş üstü yaşlılarımız ve öğrenciler başta olmak üzere tüm vatandaş mağdur...

Haklı olmadıklarını bilen iki taraf da sesini ne kadar yüksek çıkartırsa 'Haklı' olacağını zannedercesine topla tüfekle birbirine sallıyor!

Tabi bu arada etekteki taşlar, eski hesaplar açılıyor, dökülüyor!

Tribünlere oynanıyor, mağduriyet edebiyatı yapılıyor!

Onu bunu bilmem;

Belediyede hiçbir şey yoksa bile beceriksizlik var!

Otobüs firmasında hiçbir şey yoksa bile işgüzarlık var!

Bu filler tepişirken ezilen çimenler her zaman ezilir...

Bu arada kaçınılmaz genel bir gerçeği hatırlatıp tarihe de not düşelim!

Gün gelir tepişen filler, hortumlarını birbirine bağlar ve kazan kazan yöntemiyle işini yürütür! 

Ezilen yine ezildiğiyle kalır!

Zonguldak'ta Tiyatro Günleri: Kültür ve Sanat Dolu 11 Gün Başlıyor! Zonguldak'ta Tiyatro Günleri: Kültür ve Sanat Dolu 11 Gün Başlıyor!

Bakalım bu olayda istisna mı olacak, tarih tekerrür mü edecek!

 

                                      ***

 

Dinini iyi bilmeyen yaşadığını din zanneder!

Geçen hafta sahte şeyh Fatih Nurullah'ın şerefsizliği Türkiye'de gündem oldu...

Bu ve bunun gibi şeref yoksunu sahtekarlar bitmedi, bitmeyecek...

Hele hele dini istismar yoluyla para kazanmak bitmedikçe hiç bitmez...

Her sakallının hoca sanılması gibi her cübbeliyi de şeyh sananlar bitmedikçe de bunun sonu gelmez...

Hazreti Ömer (radıyallahü anh)'in “Dininizi iyi öğrenin, ona göre yaşayın. Yoksa yaşadığınızı din zannedersiniz.” sözünden de çıkaracağımız gibi sahte şeyh ve hocalardan korunmanın tek yolu dinin iyi öğrenilmesi...

Fatih Nurullah'ın belki de bin misli şerefsizlik yapan Adnan Oktar denen şahsiyetsize kaç sene seyirci kalındı!

'Kedicikler" ile TV'lere çıkan milletvekillerini ne çabuk unuttuk!

Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı vakalarını hiç mi hatırlamazsınız?

Daha da genişletelim örnekleri...

İŞİD, daha doğrusu DAEŞ'in yaptıklarını İslamiyet’e bağlayan cahil değil de nedir?

Bu liste uzar gider...

Meselenin özü şu ki;

İslamiyet’in değerlerini, İslamiyet ile hiç ilgisi olmayan kişilerin yaptığı veya yaptırdıkları üzerinden bozmaya çalışan zihniyet iş başında...

Dün Müslüm Gündüz gibiler, bugün de Fatih Nurullah gibiler İslami kimlik altında dini değerlere saldırılmasına vesile olan maşa, ajan veya soytarıdırlar...

Sapla samanı ayırmak dinimizi iyi öğrenmekten geçer...

Ajanlar ajanlığını, sahtekarlar sahtekarlığını yapıyorlar da biz ne yapıyoruz?

Asıl soru bu...

 

 

                                    ***

 

Mesajı aldım, telefonunu bekliyorum!

Geçen yazımızdan sonra çarşı(İlçe) karışmış!

Cumhurbaşkanına sövmesiyle meşhur iş insanı güya telefonumu arıyormuş...

İş insanına yardımcı olalım...

Yalandan yere soruşturmasına gerek yok...

Kapısında beslediği köpek bile bilir!

Hadi o arıza verse internet sitesinde var...

Güya bir algı peşinde... Kim inanır koskoca iş insanının telefonumu bulamadığına...

Bir de yazdıklarımızı yine yapmış diline kemane... 

"İspat edilemez" diyormuş...

"Cumhurbaşkanına sövmedim" diyemiyor da "İspat edilemez" diyormuş...

Bir doktora sormak lazım!

Hangi hastanede, Cumhurbaşkanına nasıl sövdü?

Doktor ne karşılık verdi?

Doktorun, Cumhurbaşkanına söven kişiyi Zonguldak'ta iftarda yanına oturtanlarla ilgili düşünceleri...

Konuyu yazınca doktora gidip, "Ben Osman Sav'a dava açacağım, sen de yalancı şahitlik yapacak, sövmediğimi söyleyeceksin" dediğinde aldığı cevap...

En iyisini doktor bilir...

Hastanede doğru söyleyip mahkemede de şaşmaz!

Bu arada başka bir vukuattan kayıtları alabilmek için devletin üst düzey yetkilisine verdiğin avantayla da bu arayı kıyaslama... 

Para da bir yere kadar!

Bu arada Ak Parti'yi tehdidin kulağıma gelmedi veya unuttu sanma...

FETÖ ile bağını da tabi...

Bir sonraki yazılara da bir şeyler kalsın...

 

                 ***

 

HAFTANIN SÖZÜ: ‘’Kimse şövalyecilik yapmasın. Bir takım kişilerin egolarını tatmin edecek diye doğru olandan vazgeçemem. Ben şerefsiz değilsem adaletli olmam lazım. Beldeye yeni santral yapımını önlemek için 15 kez Ankara’ya gittim. Ak Partili meclis üyelerim de yanımdaydı ama bugün sesi çıkanların hiç biri yoktu. Herkes haddini bilecek ve öyle konuşacak’’

 

ÇATALAĞZI BELEDİYE BAŞKANI ADNAN AKGÜN

 

 

                            ***

 

SÖZÜN ÖZÜ: "Kötülük çabuk yayılır. Çünkü nefis, şeytan ve kötü arkadaş el ele vermiş, insanı yoldan çıkarmaya uğraşıyorlar. İyilerle beraber olun. Kurtulmanın bir tek çaresi vardır ki, o da iyi arkadaş edinmektir." 

Seyyid Emir Külal “rahmetullahi teala aleyh”

 

https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-filler-tepisir-cimenler-ezilir-300.html