Masumiyet; suçsuz, günahsız, temiz ve namuslu anlamlarında da kullanılan bir terim olup, saflığı ve sadeliği simgeler. Günlük konuşmalarımızda bazen:” kimse masum değildir”, ya da “kimsenin eli temiz değildir” deriz. Bütün bu söylemlerde bir çok yanlışları yapar, elimizi kirletiriz ve durumu kurtarmak için de böyle konuşarak topu taca atarız, dedim ya kimse masum değildir, Bunu hep yazıyorum ve gene yazacağım: İmza gazetesi başta olmak üzere, diğer yerel gazete sahipleri çok önemli bir sosyal görevi yerine getiriyorlar, ama farkında değiller, şöyle ki; Toplumsal sorunlara ulusal boyutta görüş belirten çok değerli kalemleri bünyelerinde barındırıyorlar, fazla mütevazilik enayilik sayılırmış, ben de kendi çapım kadar bir şeyler yazmaya çalışıyorum çok okurumuz yoktur belki,  ama teknoloji çağında sesimizi az da olsa dünyaya duyurabiliyoruz, bu da bir nebze olsun vicdanımızı rahatlatıyor, bu nedenle çok zor koşullarda ayakta durmaya çalışan yerel medya sahiplerine  teşekkür etmek gerekir, masum mudurlar? Bilemem, dedim ya kimse masum değildir.  

Asıl konuya dönecek olursak, sapına kadar siyaset yapacağım. MÖ yaşamış olan aristokratlar: “Sizler siyaset yapmazsanız, aptallar tarafından yönetilmeyi kabul etmiş sayılırsınız.” Böyle bir laf söylenmiş midir? Söylense de ,söylenmese de sapına kadar doğrudur. 

Sondan başlayalım; Bir CHP li olarak çekinmeden partimin yanlışlarını eleştirerek hata yaptığımı düşünmüyorum, kol kırılır yen içinde kalır bile dedirtmiyorlar insana , biz de mecburen  parti içinde çok seslilik ilkesini bu şekilde tamamlıyoruz, çünkü nedendir bilinmez; sosyal demokrasi, bağımsızlık, insan hakları, özgürlük ve adalet gibi kavramlarla yoğrulmuş bir parti yerelde yıllardır bazı gurupların tekelinden kurtulamadı, bir nevi ahbap-çavuş ilişkisi ve  feodalite hastalığı tüm bedenini sarmış, şimdi buna şiddetle karşı çıkacaklar ve karşı çıkanlar bile aynı kişiler olacak, çok da önemli değil bundan sonra. İki şey diyeceğim ve bu konuyu kapatacağım: Birincisi yıllardır eleştirdiğimiz Ak Partiden ne farkımız kaldı, bizim genel başkanımız da atamayla koltuğunu korudu, yerelde de yaptığımız seçimler bile önceden sonucu belli gibi bir şey, kime nasıl demokrasi dersi anlatacaksınız? İkincisi iki milletvekilimiz var ve bu kentte kemikleşmiş bir CHP kitlesi var, bütün bunları yok sayarak bir tane bile PM adam koymamak, PM aday olmamak nasıl bir siyasi sonuçtur?  Her konuda bir şeyler yapmaya çalışırken büyük şovlara soyunan sayın Deniz bey ve varlığı ve yokluğu belli olmasa da parti için bazı bedeller ödeyen Ünal Bey nerelerdesiniz? 

Yazımın başlığını “Masumiyet” koyarak konuyu irdeleyelim derken, o kadar dertliyim ki nerden, nereye geldik.  Bütün bunların sorumlusu ben değilim, beni bu şekilde söylemlere itenler çok mu masum? Söz gelişi yazı yazdığım gazetenin ceza almayacağını bilsem aklımdan geçenleri varın siz tahmin edin, çünkü ben de çok masum değilim, hem bu aşamadan sonra masum olmaya kendimi zorlarsam dürüst  davranmış olmam, çünkü bunları biz hak etmedik!

Gelelim iktidar milletvekillerine; Beni ilgilendirmez diyemiyorum, çünkü bu kentte yaşıyorum. Kentimizin  trafik çıkmazı, azalan nüfusu ve buna bağlı olarak daralan iş-istihdam olanakları, yanlış yere yapılan hasta hane ve unutulan otoparkı, yıkılmaya çalışılan eğitim kurumları, MAKZON için yer arayışları ve seçilen yerlerle ilgili cevaplanamayan dedikodular, yine dedikodu ekseninde işe giriş rüşvet çarkı, liyakatsiz  atamalar, siyasi diğer çürümeler vs. Daha bir sürü şey, saymakla bitmez. 

Kısacası siz de masum değilsiniz. Masumiyet karinesi –Ne demekse- hepimizin sıfır. Ünlü şarkıcı Alpay’ın: “ Eylülde gel” şarkısını dinleyin çok rahatlatıyor. 

 

https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-eylulde-gel-267.html

Zonguldak, Bolu ve Düzce için "Çok yüksek seviyede risk uyarısı!" Zonguldak, Bolu ve Düzce için "Çok yüksek seviyede risk uyarısı!"