Demirel’in Isparta’sı, Özal’ın Malatya’sı, Yılmaz’ın Rize’si, Ecevit’in Zonguldak’ı! Zonguldak’a hiç gelmeyenlerin,...

Demirel’in Isparta’sı, Özal’ın Malatya’sı, Yılmaz’ın Rize’si, Ecevit’in Zonguldak’ı!

Zonguldak’a hiç gelmeyenlerin, görmeyenlerin genel kanısıdır;

Cumhurbaşkanlığı yapmış Süleyman Demirel’in Isparta, Turgut Özal’ın Malatya, başbakanlık yapmış Mesut Yılmaz’ın Rize şehri neyse Bülent Ecevit’in Zonguldak şehri de öyledir!

Gelişmiştir, moderndir, yol sorunu, çevre ve şehirleşme sorunu yoktur!

Hatta ve hatta Zonguldak’ın Köksal Toptan’ı var!

45 yıllık siyasetçi, TBMM Başkanlığı yapan…

Ve hatta aynı anda 6 bakan çıkartan şehir Zonguldak…

 

Gelişmiştir, uçmuştur…

Zonguldak’a gelir gelmez ise sükûti hayal!

Ne yol sorunu bitmiş, ne kentsel dönüşüm gerçekleşmiş, ne temiz, ne modern!

Hakkını yemeyelim; Bülent Ecevit’in madenciye vefası ve katkısı unutulmaz…

Ama şehre katkısı Demirel’in Isparta’ya, Özal’ın Malatya’ya, Yılmaz’ın Rize’ye olduğu kadar olmadı…

Hadi Ecevit’in olmadı da aynı anda bakanlık yapan 6 milletvekilinin niye olmadı…

Yaklaşık 45 yıldır siyaset yapan TBMM Başkanı ve Milli Eğitim Bakanlığı yapan Köksal Toptan’ın ne kadar oldu?

O dönemleri bilenlerin Veysel Atasoy ile Ömer Barutçu’yu ayrı tutmasının bir nedeni olmalı…

Bütün bunlara rağmen hala siyasette ağırlığı olan ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu gibi çok önemli bir makamda olan Sayın Köksal Toptan, neden bir Veysel Atasoy veya Ömer Barutçu gibi anılmaz?

Böylesine dibe vurmuş kentte kahraman olmak çok kolayken neden ipe un serildi?

Bu sorular ve cevaplar Zonguldak’ın neden geri kaldığının veya geri bırakıldığının açıklaması olabilir…

Belki geriye değil de önümüze bakmak gerekir ama insan ister istemez içerliyor…

Neden… Neden… Neden…

 

***

 

Zonguldak’ın içine edenler!

Her şehrin kendine göre özelliği vardır…

Bir veya birkaç konuda öne çıkar, şehirler…

Bu genelde iyi şeylerdir…

Yemekte, turizmde ve daha bir çok konuda…

Kirlilik konusunda ise öne çıkan yegane şehir ise Zonguldak!

Yıllarca gelen belediye başkanlarına söyledik, hiç bir şey yapmasanız da temizlik konusunda adım atın…

Yıllar yıllar önce belediye Zonguldak başkanıyken Zeki Çakan’ın caddeleri deterjanlı suyla yıkattığı vakadır ve hala akıllardadır…

 

Bütün bunlar yapılmamış gibi temizlik adına somut niye adım atılmaz, çevreyi, havayı kirletenlere niye ceza-i müeyyideler uygulanmaz, bilinmez…

Merakımdan soruyorum;

Belediyeler yere çöp atan, dereye, denize evsel atığını bırakan hiçbir kimseye ceza kesmiş midir?

Özellikle her yağmur sonrası Zonguldak limanını dolduran yüz karası kirlilik düşünüldüğünde, kirlilikten zaman zaman denizlere girenlerin hastalandığı gözlemlendiğinden cezai müeyyidelerin uygulanmasının gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor…

Bütün bunların ötesinde ne belediyelerin cezası nede belediyelerin sürekli toplaması kirliliği önleyebilir…

Bunun kesine yakın çözümü halkın bilinçlenmesidir…

Kumsalda içtiği pet şişeden çocuğunun bebek bezine kadar bırakan toplumumuza ne temizlik görevlisi ne de ceza kesin çözümdür…

Halkın bilinçlenmesi ve halkın birbirini uyararak oto kontrolü gerekir…

Elbette hepsinden önce de belediyelerin hem kararlılık hem de temizliğe verdiği önemle sağlam iradesi olmazsa olmazdır…

Yıllarca beklediğimiz, umduğumuz, hayalini kurduğumuz sağlam irade bakalım ne zaman gelecek?

 

 

***

 

‘Kastamonu sahipsiz’ denilmesinden rahatsız olmak!

İmza Gazetesinin Kastamonu Temsilcisi ve köşe yazarımız Ahmet Baysan abimizin eleştirileri birilerini rahatsız etmiş…

Sayın Baysan, Kastamonu halkının "Kastamonu sahipsiz, bu memleket sahipsiz" diye şikayetçi olduğun ve bu noktada duyarlı olmasını beklediği şehrin dinamiklerini içine alan, halkın da takdir ettiği "Kastamonu sahipsiz abi" başlıklı bir köşe yazısını www.imzagazetesi.com.tr sitesinde yayınladı…

 

Kastamonu Barosu, Kastamonu’nun meselelerine duyarlılık göstereceği, sorunlara duyarlılık gösteren Ahmet Baysan’a teşekkür edeceği yerde Baro’yu itham ettiği gerekçesi ile hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuş...

“Kastamonu sahipsiz” denilmesinden ancak Kastamonu’nun sorunlarına sahip çıkan, sorunların çözümünde öncü olan, siyaset yapmadan ama yine mecburen siyasetçilerle kentin önünü açmak için uğraşan birisinin rahatsız olması normal olur…

Var mı böyle bir durum?

Eee… Öyleyse… niye rahatsız oluyoruz…

Ders alalım… Rahatsız olabilecek kadar çalışalım…

Dimi ama…

Bir de Baro gibi bir kurumda eleştiriye açık olalım…

Hatta demokrasiyi benimseyen medeni insanlar gibi teşekkür bile edilse yeridir…

Olur mu olur belki bir gün…

 

 

***

 

HAFTANIN SÖZÜ:

“Ormanlı beldemizde sayın vekillerimizin belediye başkanlığını ziyareti sırasında spontene bir şekilde meydana gelen ve teşkilatlarımızın bilgisi dışında vuku bulan, basına yansıyan üyelik gerçekleşmemiştir. Bu tür haber ve gelişmeler karşısında partimizin sorumlu teşkilat ve yöneticilerinin beyanlarını esas almalarının yerinde olacağını belirtiriz.”

Ak Parti İl Başkanı Zeki Tosun

 

***

 

SÖZÜN ÖZÜ:

“Kahpe içerde olunca kapı kilit tutmaz oğul! Halk içinde bozgunluk yapan haindir oğul!”

Dede Korkut

 

Yazan: Osman Sav