BOĞAZİÇİ eylemleri ve GARA katliamı sonrası olanları tekrar hatırlayıp, Millet ittifakındaki Partilerinin yöneticilerine değil ama seçmenlerine hatırlatıp vicdanlarının seslerini dinlemeler...

  BOĞAZİÇİ eylemleri ve GARA katliamı sonrası olanları tekrar hatırlayıp, Millet ittifakındaki Partilerinin yöneticilerine değil ama seçmenlerine hatırlatıp vicdanlarının seslerini dinlemelerini bekliyorum.. Geçtiğimiz haftalardaki Boğaziçi eylemlerini ibretle takip ederken, GARA’daki sivil katliamını bütün iğrençlikleri ile gördük. Millet ittifakının birleşenleri (CHP,İP,HDP ve ERDOĞAN düşmanlığı ilkesi ile kurdurulan küçücük partiler)ve emrindeki TV ve Gazeteleri,DHKP-C ve FETÖ’nün içerideki ve dışarıdaki militanların, Ülkemizi eskisi gibi emri altına almak isteyen DIŞ MİHRAKLAR’la beraber masum öğrenci talepleri olarak göstermeye çalıştıkları BOĞAZİÇİ EYLEMLERİ’ni ibretle takip ettik. Sanki Rektör ataması protestosu gibi başlayan eylemlerde öğrenciler sembolik kaldı. Hesaplaşma için fırsat kollayan FETÖ,DHKP-C ve PKK için kaçırılmayacak bir fırsata dönüştü. Yeni GEZİ OLAYLARI’na dönüştürme gayreti ile CHP,HDP,İP ve ERDOĞAN düşmanlığından beslenmeye çalışan diğer küçük partileri ve tabii ki TV ve GAZETELERDEKİ emir kullarınıda harekete geçirterek olanca güçle GÜRÜLTÜ çıkarmaya ve KARGAŞA ortamı oluşturmaya çalıştılar. Pandemi şartlarının ülke insanının bir kısmını zora sokmasından dolayı ekonomik olarak sıkıntıda olan bu kesimleri manipüle edip acaba yeni bir GEZİ çıkarabilir miyizi zorladılar durdular. Ne hikmetse üç beş oy almak uğruna bu fotoğrafda CHP,HDP,İP ve diğer buçuk partiler aynı karede buluşabildiler. Bu kol kola fotoğraf yetersiz kalmasın diye olsa gerek,eli kanlı terör örgütü PKK’nın üst yönetiminden de arka arkaya açıklamalar geldi. Güvenlik kaynaklarından alınan bu açıklamaların bazıları; Terör örgütü PKK'nın sözde üst düzey yöneticisi Duran Kalkan, PKK'ya müzahir yayın organına, Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine ilişkin, "Olay bir üniversitedeki gençlik hareketi olmayı aştı, bir kayyum meselesini aştı." ifadesini kullanarak, eylemlerin hükümetin devrilmesi için yapıldığını açıkladı. Boğaziçi eylemlerinin büyümesi için daha fazla destek verilmesi çağrısında bulunan Kalkan’ın açıklamalarının ardından terör yandaşlarının, Boğaziçi eylemlerine destek vererek eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması, terörist başı Abdullah Öcalan'ın ceza infaz koşullarının sonlandırılması, bölücü örgütle temasa geçilmesi gibi talepleri dillendirmeye başladıkları görüldü. "MESELE GEZİ'DEKİ GİBİ..." Boğaziçi Üniversitesi'nde organize edilen provokasyonda, gözaltına alınan 159 şüpheliden 79'u hakkında PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C'nin de arasında olduğu terör örgütlerinin propagandasını yapmaktan suç kaydı bulunduğu tespiti, PKK, TKP/ML, THKP-C/MLSPB, MKP, TKEP-LENİNİST, TİKB, DKP, Devrimci Karargah, MLKP ve Proleter Devrimciler terör gruplarının bir araya gelerek kurdukları HDBH'nin sözde üst düzey yöneticisi ve İçişleri Bakanlığı'nın arananlar listesinde yer alan Tekin Yoldan kod adlı Ufuk Göllü, teröristlerin Boğaziçi'ndeki provokasyona verdiği desteği bir kez daha gözler önüne serdi. Terörist Göllü, 'Boğaziçi eylemlerini destekliyoruz. Gezi'de olduğu gibi mesele rektör meselesi olmaktan çıkmıştır.' dedi. Göllü, Boğaziçi'ndeki provokatörlerin desteklenmesi çağrısında bulundu. PKK’nın üst yönetiminin ve diğer Terör örgütlerinin istediği doğrultuda BOĞAZİÇİ eylemlerine HDP’nin desteğini anlayabiliyorum, Selahattin Demirtaş ve HDP yöneticilerinin korumasını üstlenip barış şarkıları söyleyen, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden uzaklaşıp, Etnik ve Mezhebi kimliklere sahip çıkmaya başlayan bir anlayışa bürünen CHP’nin desteğinide anlamaya çalışıyorum. İP’in ve Genel Başkanı’nın 3-5 oy uğruna veya ERDOĞAN düşmanlığı uğruna bu eli kanlı terör örgütleri ile aynı safda,aynı ittifakda olmasını hiç ama hiç anlayamıyorum. Milliyetçi ve muhafazakar’ım diyenlerin ERDOĞAN düşmanlığını bu kadar abartarak her türlü terör örgütü ile kol kola gelmelerini hiç ama hiç anlayamıyorum ve hırsların ve kinin insanı savurduğu bu tabloya çok üzülüyorum. Bu tablo BOĞAZİÇİ eylemleri ile sınırlı kalsa böyle bir düşüncemi paylaşmayacaktım. Son “GARA” operasyonundaki PKK’nın SİVİL KATLİAMI’NA ve hala o katliamı yapanlarla aynı dili kullanmaları, aynı ittifakda durmaları ve durmayada devam edeceklerini açıklamaları bu düşüncelerimi paylaşmaya beni mecbur etti. Millet ittifakının çok kıymetli seçmeni, Bir Genel Başkan PKK’nın elindeki rehineleri almak için niye TRUMP’A gitmediniz diye nasıl söyler. PKK ‘nın acımasızca katliamını göremeyip nasıl bu katliamın sorumlusu RECEP TAYYİP ETDOĞAN diyerek PKK ‘yı aklamaya ve operasyonu suçlamaya çalışır ? Bu operasyona mecbur kalan devleti SİVİL KATLİAM ‘dan nasıl sorumlu tutabilir ? Partililerin ifadesi ile cumhuriyetin kurucusu olan bir partiden, Etnik ve mezhebi söylemleri ağır basan bir CHP’ye dönüşümünden cesaret alınarak ve HDP ile olan yakınlığınızdan cesaret aldıkları için 2015 yılından sonra vazife başında olmayan sivillerimizden kaçırılanların yakınları size gelmiş, Zaten sizde SELAHADDİN DEMİRTAŞ ve HDP’liler için çok barışsever olduklarını ve ERDOĞAN ‘ın onlara haksızlık yaptığını açıklayıp durmaktaydınız. Bu açıklamalardan sonra seçimlerde (insanımızla alay eder gibi olsada) gizli bir ittifak yapıp İSTANBUL,ANKARA ve ANTALYA gibi Belediye başkanlıklarını almadınız mı? Şimdi bu belediyelerde PKK koruyucusu HDP için kontenjanlar verilmedi mi? Seçim kazanmak için kol kola gezdiğiniz HDP’lilere ağırlığınızı koysanız bu İNSANLARIMIZI on defa kurtaramaz mıydınız? Seçimleri kazanmak için, ERDOĞAN düşmanlığını kaşıyarak ve köpürterek kollayıp koruduklarınızdan, dostlarınızdan İNSANLARIMIZI on defa alamaz mıydınız ? Veya çok istediniz, Çok da gayret ettiniz ama alamadınız, Üç beş oy ve ERDOĞAN’ı yıkmak için yinede HDP’yi koruyup kollamayı nasıl içinize sığdırdınız? Sayın KILIÇDAROĞLU, PKK nın ismini anmamasını reklamınımı yapalım diye açıkladı, Peki sürekli PKK yerine RECEP TAYYİP ERDOĞAN’ı suçlarken gönüllü olarak RECEP TAYYİP ERDOĞAN’ın reklamını yapmanın zevkinimi yaşıyor dersiniz. Bu savunma bile CHP’nin artık etnik ve mezhebi anlayışa sıcak ve HDP’nin koruması üzerine siyaset yapan bir parti olduğuna işaret mi? İP ve Genel Başkanı MERAL AKŞENER’inde hala GARA katliamından sonra HDP nin gizli veya açık içinde olduğu MİLLET İTTİFAKI’NDA devam edebilmesi, CHP’ye özenerek operasyonu değersizleştirme dili kullanması, hırsların insanı nerelere savunduğunun en açık görüntüsü olsa gerektir. Yani MİLLET İTTİFAKI demek, ERDOĞAN yıkılsında, PKK,FETÖ,DHKP-C,ABD veya kim olursa olsun herkesle kol kola olunsun mu demek ? ERDOĞAN yıkılsında Ülkeme ne olursa olsun mu demek ? İP’in son demeçleri sadece günü kurtarmak ve seçmenin öfkesini dindirmek için lafda oluyor, Halbuki net ve açık olarak belediyelerdeki kontenjanlara, Selahattin Demirtaş’la kahvaltı siparişlerine, FETÖ-PKK ayırmadan her türlü terör bulaşıklığı olanlara arasına mesafe koymaya, Açık ve net olarak gizli kapalı bunların olduğu hiçbir yerde adı İTTİFAK‘da olsa beraber olmayacaklarını İP GENEL BAŞKANI MERAL AKŞENER’İN ağzından duymaya ihtiyaç vardır. Aksi halde ERDOĞAN’I yıkmak için, Makam ve mevki hırsı içinde olsa, Terör örgütleri ile açık veya gizli kol kola olmak, güç birliğinde bulunmak halkımızın kabul edeceği bir davranış değildir. Hele hele bu katillerle açıktan birlik kuramayıp kapalı kapılar arkasından KOLTUK HIRSI ile birlik kurmak...   YAZAN: ABDULLAH DEMİR     iPhone’umdan gönderildi