Hizmet değil, koltuk kavgası! Siyaset aslen hizmet üretme sanatı iken Türkiye genelinde bazı yerlerde olduğu gibi Zo...

Hizmet değil, koltuk kavgası!

Siyaset aslen hizmet üretme sanatı iken Türkiye genelinde bazı yerlerde olduğu gibi Zonguldak’ta da bu siyaseten bir yerlerde kalmayı becerme sanatı olarak yorumlanıyor…

İşte tam da sıkıntı burada başlıyor…

Dert hizmet üretmek ve ülkeye, memlekete katkıda bulunmak davaya hizmet olmayınca “Gözünün üstünde kaşın var” bahanesiyle başlayan tartışmalar saçma sapan noktalara gidiyor…

Yapılanın yanlış olduğu bilinmesine rağmen gerekçeyi kendilerine bir süre önce yapılanda gösterenler ezmeye ve koltuklarda kalmaya veya yeni koltuklar almaya çalışıyor…

Hırsın aklın ve mantığın önüne geçtiği bu süreçte olan elbette ülkemize, memleketimize ve insani ilişkilerimize oluyor…

Akraba dahi olsa birbirinin yüzüne bakılamayan noktaya getirilen siyasi ilişkilerde koltuk kavgası hizmet kavgasının önüne geçtikçe de bu sürecin düzeleceği yok…

O nedenle koltuklardaki kişilerden ziyade anlayışın değişmesi şart!

Parti Genel Başkanlık düzeyinde bile bayramlarda birbirine ziyaretler yapılırken Zonguldak’ta aynı partiden insanların dahi birbirinin yüzüne bakamayacak hareketler yapması ne acı!

Sadece iktidar partisi Ak Parti’de değil CHP, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi gibi partilerde de içten içe kavgalar devam ediyor…

Sadece siyasette değil tabi STK’larda da kavgalar; hizmet değil koltuk sevdasından çıkıyor…

Kavgalar bürokrasiye de yansıyor…

Bürokratın hizmet etmesine bakılmadan senin adamın – benim adamım muamelesinden kafa koparmalar yapılmaya çalışılıyor…

Hizmet değil, koltuk kavgasına tutuşanların değil koltuk yerine hizmet kavgası yapanların bir yerlere gelmesinin vakti geldi de geçiyor…

Siyasetin itibarı, hizmetin gelmesi, insani ilişkilerin düzelmesi için olmazsa olmaz artık…

 

***

AK PARTİ’DE ‘ADALET’, CHP’DE ‘HALK’, MHP’DE ‘HAREKET’!

Seçim yaklaştıkça partilerin arayışları ve açılımları oluyor!

Ak Parti eski dönemi hafızalarda taze tutup tabanını kaybetmeme arayışında…

CHP, “Helalleşme” adı altında yaptıkları yanlışları kabullenerek halka ulaşma derdinde…

MHP, milliyetçi kesimin oyunu alabilmek için hareketlenme çabasında…

Geçenlerde Ereğli’de bir arkadaşın tabiri dikkatimi çekti…

Aynen iddiası şu;

“Adalet ve Kalkınma Partisinde ‘Adalet’, Cumhuriyet Halk Partisinde ‘Halk’, Milliyetçi Hareket Partisinde ‘Hareket’ eksik.”

Seçim yaklaştıkça bu 3 partinin açılımına baktığımızda arkadaşın yaklaşımı hiç de yabana atılır gibi değil…

 

Adalet ve Kalkınma Partisinde ‘Adalet’;

Milletvekillerinin yıpranmış kişilerden olması ve haklarında FETÖ dahil bir çok iddianın ayyuka çıkması Adalet ve Kalkınma Partisindeki ‘Adalet’ anlayışının tam yerine oturmadığı yorumları parti içinde başta olmak üzere her ortamda yapılıyor…

Temiz ve dava bilincinde olan insanlar yerine avanta almasıyla meşhur kişilerin bir yerlere gelmesi ‘Adalet’ duygusunu zedelerken yeni dönemde bunun sağlanması için çaba gösterildiği belirtiliyor…

 

Cumhuriyet Halk Partisinde ‘Halk’;

Yıllardır halk yerine burjuva sınıfına hitap eden Cumhuriyet Halk Partisi’nde de ‘Halk’ aranıyor… 28 Şubat dönemi başörtüsüne karşı tavrıyla halktan ne derece kopuk olduğunu gösteren CHP şimdilerde ‘Helalleşme’ ile birlikte yanlış yapmış olabilecekleri itirafında bulunuyor…

Cumhuriyet Halk Partisinde ‘Halk’ eksiği görülmüş ve aramaya başlanılmış!

 

Milliyetçi Hareket Partisinde ‘Hareket’;

Yıllardır Ülkü Ocaklarının harekete geçirmesiyle belli seviyelere ulaşan MHP’de ise Ülkü Ocaklarının eski hareketinde olmadığından ‘Hareket’ eksiği yaşanıyor…

Gençlere ulaşamaması nedeniyle harekete geçirilemeyen partide son zamanlarda görülen ‘Hareket’ eksikliğinin yerinin doldurulması gayreti göze çarpıyor…

 

***

Ramazan’ı Şerif ayını anlayarak yaşamak…

Ramazan-ı Şerif ayının dini açıdan önemini anlatmaya ne bilgim yeter nede becerim…

Lakin, bu ayda, Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapandığı, Şeytanların zincirlere bağlandığı, Rahmet kapılarının açıldığı herkesin bildiği bir gerçek…

Bunu fırsat ve hatta ganimet bilme gerekliliği de her seferinde söylenir…

Bunun için de oruç tutan veya tutamayan herkesin Ramazan-ı Şerif ayına hürmet etmesi gerekir…

Oruç tutan, oruç tutmanın sadece aç kalmak demek olmadığını, nefsini terbiye etmesi gerektiğini, açın halinde anlaması için emir olunduğunu idrak ederek oruç tutmalı…

Oruç tutmayan veya tutamayanın da açıktan yemek yerine oruç tutana saygı duyup görünmeyecek şekilde yiyeceğini yemesi gerekir…

Sanırım bu kadarını da yapmak zor olmasa gerek…

 

***

 

HAFTANIN SÖZÜ:

“Sayın Selim Alan, Sayın Cumhurbaşkanının belediyecilikten geldiğini bilmiyor olabilir mi? Zonguldak halkının böylesi basiretsiz bir yönetimin elinde olduğunu biliyor olsa sanırım Sayın Alan bu kadar rahat olamazdı”

 

CHP Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun

 

***

 

SÖZÜN ÖZÜ:

Ey Can; Hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer verme. Ya onu kaybedersin yada kendini mahvedersin…”

Hazret-i Mevlana

 

***

 

Yazan: Osman Sav