Eski sanatçılarımızdan Zerrin Özer’in bir şarkısı aklıma düştü. Şarkıya “hani ya yeminin” diye başlardı. Bende aynı şekilde yetkililerimize soruyorum, söz verip vaatlerde bulunanlara; Hani yemininiz,...

Eski sanatçılarımızdan Zerrin Özer’in bir şarkısı aklıma düştü. Şarkıya “hani ya yeminin” diye başlardı. Bende aynı şekilde yetkililerimize soruyorum, söz verip vaatlerde bulunanlara; Hani yemininiz, hani mangalda kül bırakmayan laflarınız?.. Bizler her zaman olduğu gibi uzaktan bakıyoruz çaresizce, bu yıl, sonraki yıl derken saldık ömrümüzü. Engelli raporlarındaki çarpıklıklar yüzünden ortada ismi konulmayan kimliksiz bireylere benzettiler bizi. Her seçimde malzeme olarak kullanılan engellilerimizi geçtim ,verilen vaatleri geçtim biz engellilere verilmiş olan haklarımızı da sıfırladılar. Burada söyleyebileceğim tek cümle, her merdivenin çıkışı olduğu gibi birde inişi vardır, dikkat!.. Engelli haklarından yararlanabilmek için %40 rapor yeterli. Yüzde 40’ın altında raporu olanlar ise engelli haklarından yararlanamıyor. Bu yüzden ne sağlam statüsünde yer alabiliyorlar nede engelli. Bu noktada soruyoruz neden bir ismimiz yok?.. Engelli statüsünden emekli olan engellinin raporu bir, iki veya üç yıllık ise bu sürenin sonunda tekrar raporunu tazelediğinde engel durumu %40’ın altına düştüğü takdirde otomatikman maaşı kesiliyor ve mağdur bırakılıyor. Bu şekilde Türkiye genelinde mağdur olan engelli sayısı 250.000 civarındadır. Buda küçümsenecek bir rakam değil. Ayrıca heyetten sonra almış olduğu maaşlarını da geri ödemek zorunda. Bu noktadan sonra ne işe girebiliyor nede maaş alabiliyor. Böyle bir konuda hangi mantıkla düşünmemiz lazım. Engellilerimize değerlilerimiz diye seslenerek,  yanımızda olduklarını söyleyenler, bizleri çıkmaza sokup mağdur etmek mi   sizin göreviniz?.. Buradaki ince çizgiye gelince de engelli olmadığı halde, sahte raporla hak etmediği hakka sahip olarak ve iyi niyeti kötüye kullananlar yüzünden belki bu noktaya getirildi. Ama bunun yanı sıra gerçekten ihtiyacı olanlar büyük ölçüde zarar gördü. Bir şey yapılmak isteniyorsa verilmiş hakları kısıtlayarak değil,  usulsüz olarak hakları ihlal edenlere en büyük ceza verilmeli ki asıl sahibi müşkül olmasın. En sonda diyoruz ki,  bize verdiğiniz değer kadar değerlisiniz. Gözlerimiz dolmasın, yüreğimiz yanmasın, yeminler tutulsun ve bizlerin bir yanı eksikken sizlerde bizleri ortada mantar gibi asılı bırakmayın. Çünkü bugün bizsek engelli, yarın sizin olmayacağınızın bir garantisi var mı?.. Sağlıklı ve huzurlu günler hepimizin olsun. Sevgi ve saygılarımla.   Yazar: Meral Demirbaş İmza