Nasıl başlanır acaba? Kelimelerle söyleniyor artık sadece, düşünmekse kuru bir mübahese.  Çok değil, dört ay önce sarsılıyordu dünya, Filistin'de yaşanan mezalime. 1945'te kuruldu...

  Nasıl başlanır acaba? Kelimelerle söyleniyor artık sadece, düşünmekse kuru bir mübahese.  Çok değil, dört ay önce sarsılıyordu dünya, Filistin'de yaşanan mezalime. 1945'te kurulduğu tarihten bu yana BM dünyanın tapusunu belirliyordu.  Bu yıl yaşananlar mı dünyanın tahammül haddini bitirdi, yoksa insafa mı gelindi bilemiyorum, fakat BM genel sekreterinden 20 Mayıs 2021 tarihinde şu sözler duyuldu:  "Yeryüzünde bir cehennem varsa o da Gazze'deki çocukların hayatlarıdır"  Bu debdebeli cümleyi duyan her aklıselim, 1967’den bu yana neredeydin ey BM, derdi herhal. ABD Eski Dış İşleri Bakanı Mandeleine Albright’e ait 28 Temmuz 2015'te dünyaya yayılan ses kayıtlarını BM gözden kaçırmış olsa da, unutmak ne mümkündü… “Irak’ta 500 bin çocuk öldürdük, buna değdi” 90’lı yıllarda başlayan ve günümüze kadar süregelen Irak’taki vahşete BM ne diyebildi ki sanki? Bu zorbalık, bu canilik, bu kadar denaet ve rezalet, 1914'ten 2000'li yıllara kadar katledilen 185 milyon insan ‘’Batı’nın düşüşü’’nü anlamak için yeterli değil mi? Yirminci yüzyıl Türk'ün gözyaşı asrıydı. Yeni asırsa bütün Müslümanların... Stephen King’in hortlakları gibi kara bulutlarla Müslümanların üzerine çöken bir çağ. Dijital dünyanın Siyonistlere teslim olduğu hem de. Hatırlayın, önce videolar sansürlendi ve yasaklandı, sosyal mecrada haykıran sesler peyderpey susturuldu. Sonrasıysa hiç. 1909 Siyonist darbesinden itibaren Türk İslam coğrafyasının sefil halkının hafızası unutmakla illetlenmişti zaten. Her gelen dünyaca meşhur bilim adamlarının son teknoloji keşiflerini halk üzerinde tatbik etmekle gurur(!) saçıyor asrın insanlığına! Medyalardansa tek ses, "Batı/ABD zaten böyle". Çıkar mı bir gazanfer, "Madem konuşsana be adam!" diye.  Batı düşerken Türkiye’de haftalarca Afganistan halkının kendi arzusuyla giydiği burka konuşuldu. Onlar için çeşitli medeniyetlerin, çeşitli cemiyetlerin ananevi kıyafetleri, örfleri ve zevkleri olamazdı. Batı gibi olmalıydılar, yoksa menzil giyotindi.  Avrupa Adalet Divanı "İşveren Müslümanların örtüsüne karışabilir" kararı çıkarırken, Fransa'da tesettür laiklik namına yasaklanırken veya bir camii de ayet okuyan hoca hapse atılırken, Almanya'da Neonaziler her gün Müslüman Türklere saldırırken uğramayan adalet Müslümanın örtüsüne dokunabiliyordu ya... Batı hürriyetler merkezi, Müslümanlarsa müstesna.   Yazan: Cüneyt Akçatepe