Okur yazar bile olmayan babam 1960 yılında İstanbul’da er olarak askerlik görevini yaparken elektrik, su, duvar, boya vb. işlerini...

 

Okur yazar bile olmayan babam 1960 yılında İstanbul’da er olarak askerlik görevini yaparken elektrik, su, duvar, boya vb. işlerini diğer çalışanlara yardım ederken öğrenmişti… 

 

56 yıllık ömründe 1 gün bile izin kullanmadı. 1995 yılında aramızdan ayrıldı. 

Haftanın 5 günü kamuda elektrikçi olarak çalıştı. Cumartesi-Pazar günleri ise 12-14 saat boyunca piyasada elektrik, su, fayans, tuğla, boya, kalıp, marangozluk, korniş, ev aletlerinin tamir işlerini yaparak ek gelir elde etti.  Ben de fırsat buldukça kendisine çıraklık yaptım. Çok az da olsa bu çalışmalardan biraz bilgi-beceri aldım… 

 

1982 yılında köydeki 2 katlı beton evimizin tüm inşa işlerini kendisi yaptı. Sayabildiğim kadarıyla 10 farklı mesleği profesyonel düzeyde yapabiliyordu. Çalışırken o kadar hızlı hareket ederdi ki sırtından ter boşalırdı.  

 

Hiç otomobili olmadı. Yılın 12 ayı kullandığı çok eski model bir motosikleti vardı. Onu komple parçalar, yeniden toplardı… 

 

Uyuşuk, tembel, çok uyuyan, iş bilmez insanları çok yadırgardı. Eğer bir teknik okula gidebilseydi usta bir mühendis ya da mucit bir makinist olabilirdi… 

 

2021 yılı itibariyle evlerimizde ve iş yerlerinde bir montaj, tamir, boya, sıva, sıhhi tesisat, elektrik işi yaptırabilecek insan bulamıyoruz. Bulduklarımız da işleri yalap-şalap, uydur-kaydır yapıyor. 

 

Geçen yıl buzdolabı bozuldu. Kibrit çöpü büyüklüğünde bir sıcaklık sensörü değişimi oldu. 600 TL talep edildi. Doğalgazlı kombi bozuldu. Bir kondansatör değişimi için 300 TL istendi. Yaptırmadım. 1 TL’ye bir kondansatör alıp değiştirdim. Aracımın sol ön tekerleğinin üzerindeki kaportada portakal büyüklüğünde bir ezilme oldu.  “650 TL’ye yaparız” dedi bir usta. Yaptırmadım. 5-10 dakikalık işler için bile çok afaki ücretler talep ediliyor. Bir kapıda hafif eğilme oldu. Bunu yaptırmak için 3 marangoza telefon ettim. Birinci: “İşim çok” dedi. İkinci: “Kapı işinden anlamam” dedi. Üçüncü: “Haftaya gelebilirim” dedi. İşi kendim yaptım. 

 

Sözü fazla uzatmayayım. 21. yüzyılda ayakta kalabilmemiz için tükettiğinden çok üreten yüzbinlerce sanatkar kitlesi oluşturmalıyız. Bunu da meslek liseleri, mesleki eğitim merkezleri ve meslek yüksek okulları yapabilir.  

 

Evladınızı mesleki eğitim okullarına gönderiniz. Üniversite mezunlarının yarıdan çoğu işsiz, okuduğu alanlar ilgili iş bulamıyor… 

 

Ali Özdemir 

www.aliozdemir.net 

0505 220 83 85 

[email protected] 

02.09.2021