Geçtiğimiz Çarşamba günü Batı Karadeniz in kuzeyine yağan ve hiç beklenmeyen aşırı yağışlar, yüz yıldır görülmemiş sel felaketlerine sebep oldu.    En başta Kastamonu -Bozkurt...

  Geçtiğimiz Çarşamba günü Batı Karadeniz in kuzeyine yağan ve hiç beklenmeyen aşırı yağışlar, yüz yıldır görülmemiş sel felaketlerine sebep oldu.    En başta Kastamonu -Bozkurt, İnebolu / özlüce, Azdavay, Pınarbaşı, Küre, Şenpazar, İlçe merkezleri ve köyleri, Devrekâni köyleri, Sinop-Ayancık, Bartın, ölümler ve kayıplarla derinden sarsıldı.    AFAD ın son verilerine göre bu gün itibarı ile Kastamonu’da 62,Sinop ta 15,Bartın’da 1 olmak üzere can kaybı 78 olarak bildirildi. Maddi zarar şu anda kesin olarak bilinmiyor.     Bozkurt ta yaşanan felaket, beklide son yüz yılda ilk defa görülüyor. Kastamonu adeta kan ağlıyor. İlk başta haber kanallarınca fazla algılanamayan dehşet verici felaket, daha sonra tüm ulusal televizyon kanalların ve birçok yabancı kanalın ilk verdiği haberler arasına girdi.   Devletimiz tüm kurumları ile ve 81 ilden milletimiz, ilk günden itibaren var gücü ile bu görülmemiş felaketin yaralarını sarmak için çalışıyor.    Tüm Türkiye, televizyon haberleri ve sosyal medyadan durumun vahametini takip edip bildiği için fazla detaya girmeyeceğim. Üzerinde durmak istediğimiz konu şu. Bozkurt ta yıkılan binalardan birinin müteahhidi, İnebolu Cumhuriyet Savcılığının başlattığı soruşturmaya istinaden İstanbul da tutuklanarak İnebolu’ya getirildi. Müteahhit inşaatı yapan son nokta. Bir suç varsa cezasını çekecektir. Lakin coğrafi olarak 400 metre genişliği olduğu konuşulan bu dere yatağının, bu son nokta müteahhide gelinceye kadar, şehir plancısı, imara açan Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi, yapı denetimleri veya başka resmi yetkili mercilerin hiç mi sorumluluğu yok. Müteahhit burayı kaçak yapmadığına göre, izni veren kişi ve kurumlarında hesap sorulması gereken unsurlar olması gerekir.    Diğer taraftan, binlerce tomruk köprüleri tıkayıp adeta baraja oluşturdu. Olanca sel ilçe merkezine taşıp 3-4 metre yüksekliğe ulaşarak iş yerleri ve evleri bastı. Bu kadar tomruğun dere yataklarına istiflenmesi depolanması ise ayrı bir soruşturma konusu olması lazım değil mi?    Netice olarak, bu güne kadar görülmemiş bu felaketten, başta yönetenler olmak üzere, herkesin, her kesimin bir ders çıkartması lazım.   Bu bir Semavi ve Arazi afattır. Meteoroloji uzmanları bir senelik yağmur bir anda yağdı diyorlar. Metrekare ye 400 Kg yağış, bu güne kadar hiç görülmemiş.  Çok düşünmek lazım.     Sel bölgelerinde felakete maruz kalan insanlarımızın yürek yakan, iç acıtan hikayeleri, feryatları, dökülen göz yaşları unutulacak gibi değil.   Gidenler geri gelmiyor, içinde bulunduğumuz ve kavuştuğumuz nimetlerin kıymetini iyi bilmemiz lazım. Allahü teâlâ, mealen’’ verdiğim nimetlerin kıymetini bilirseniz artırırım, bilmezseniz elinizden alır şiddetli azap ederim’’ ederim buyuruyor. Rabbim, her türlü arazi, ve semavi afattan Milletimizi muhafaza etsin. Verdiği nimetlerin şükrünü eda etmememizi nasip eylesin.     Yazan: Ahmet Baysan