2001 Krizinde ABD'den yollanan Kemal Derviş vasıtası ile İMF’ye borçlandırılıp tutsak edilen ülkemde, rahmetli TURGUT ÖZAL’ın yolunu açtığı yatırım,istihdam ve üretime dayalı büyüme odaklı...

  2001 Krizinde ABD'den yollanan Kemal Derviş vasıtası ile İMF’ye borçlandırılıp tutsak edilen ülkemde, rahmetli TURGUT ÖZAL’ın yolunu açtığı yatırım,istihdam ve üretime dayalı büyüme odaklı ekonomi rafa kaldırılarak, Faiz baronlarının yüksek faize dayalı rantına odaklı, hizmet ve montaj sektörü ile oyalanan, İthalata ve tüketime dayalı ekonomik sistem dayatılıyor ve uygulamasıda İMF’ye denetletiliyordu. İMF’nin talimatları dışında tek bir adım attırılmıyordu. Bunu fırsat bilenler, düne kadar her fırsatta sıcak paraya bu kadar bağımlı olmayıp, üretim ekonomisine, sanayi ve teknoloji devriminin yapılmasına acilen ağırlık verilmesini isteyerek o günlerdeki tüketim ekonomisinin suçunuda ERDOĞAN’IN üzerinde bırakmak için sabah akşam TV’lerde konuşur dururlardı. Nihayet 2001 krizinde İMF’den almak mecburiyetinde bırakıldığımız borçlar, RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN kararlılığı ile 2013 Mayısında son taksidi de ödenerek kapatıldı. İMF’nin israrla tekrar borç verelim yeni program uygulayalım talebi kabul edilmedi. Enflasyon ve faiz %5 lere kadar düşürüldü. Artık dışarıdan talimat almadan, Yatırım, istihdam ve teknoloji odaklı üretime odaklanarak büyük bir kalkınma hamlesi başlatıldı. Ülkenin her yerine Havaalanları, Şehir hastaneleri, Otobanlar, Köprüler, Enerjide kendimize yetmemiz için Nükleer Santraller, Güneş ve rüzgar Santralleri, Hesler, Savunma sanayide bağımlılığı bitirecek hamlelerle, İHA ve SİHA’lar, Gemiler,Denizaltılar, Helikopterler, Savunma sistemleri, Füze ve Mühimmatları, Zırhlı araç ve gereçleri, en basitinden Mehmetçiğin eline verdiğimiz silahları, Elektrikli yerli otomobilimizi yani TOGG’U, Elektrikli trenlerimizi, Uzay teknolojilerini, Dijital dünyayı ve Ülkemizin haritasının yarısına eşit MAVİ VATAN kazanımımızla ilgili hamlelere başlayınca İMF gibi engel olabilecek kurumları kaybeden KÜRESELCİLER birden GEZİ olaylarına odaklandılar ve başarılı olmak için DIŞ odaklar ve İÇERİDEKİ kullanışlı odaklar’ın (sonradan MİLLET İTTİFAKI bileşenleri olanların)desteklediği geziyi tertip ettiler. Geziye katılan vandallar acımadan yaktılar,yıktılar ve birde bildiri yayınlayarak bazı dayatmalarda bulundular. Bugünkü MİLLET İTTİFAKI’da bu çapulculara,vandallara ve onların dayatmalarına o gün tam destek verenlerdi. Neydi peki o dayatmaların özü; “Bütün yatırımları durdurun ve İMF ile anlaşın.” İşte o günden sonra faiz ve enflasyon tekrar hortladı ama RECEP TAYYİP ERDOĞAN dış mihrakların tertibi olduğu açık olan bu olaylara papuç bırakmazdı ve bırakmadı. Yukarıda saydığımız bütün yatırımlarıda aynı hızla devam ettirdi. 2019 yılında ortaya çıkan KOVİD-19 PANDEMİ krizinide bu isabetli yatırımlar sayesinde pandeminin yol açtığı krizlere teslim olmadan ve dünyada 2020 yılını büyüyerek atlatan 2 devletten biri olmayı başaran ülke oldu. Bu yol haritası neticesinde ihracatta rekorlar hızlanıp CARİ AÇIK azalmaya başladı. Dış mihraklar kellemizi almaya hazır GİYOTİN gibi DÖVİZ KURU’NU sürekli tehdit olarak hazır tutuyordu. Ellerinde tuttukları bu DÖVİZ kuru tehdidinede meydan okumanın vaktide artık gelmişti. Nedense üretim ekonomisinde geç kaldık diye güya sürekli eleştirenlerde şimdi başka şarkı çalmaya başladılar. Mahalle baskısından mı korkuyorlar? Yada sırf muhaliflik olsun diye mi işlerine geldiği gibi çalıp oynuyorlar? Yada birilerinin kuklaları oldukları için mi birden ağız değiştirdiler bilmem, Cumhurbaşkanı RECEP TAYYİP ERDOĞAN, “Tam 19 yıldır bugün uygulamaya geçilen KALKINMA, İSTİHDAM, ÜRETİM ve çağı yakalayan DİJİTALLEŞME ile İHRACATA dayalı ekonomik programa sabırla ve azimle hazırlanıyorduk.” dedi. 2008 yılından itibaren hazırlıklara başlandı, enflasyon ve faiz %5 lere kadar düşürülerek üretim, yatırım ve istihdama odaklanıldı ki, Malum çevrelerce çıkartılan, Havaalanı yapılmasın, Şehir hastaneleri yapılmasın, Köprü ve otoyollar yapılmasın diye başlatılan 2013’deki Gezi olayları ekonomiye ağır darbe vursada RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A geri adım attırtamadı. Köprüyü, otobanları, havaalanını, şehir hastanelerini ve savunma sanayide zirve yatırımları, nükleer santrali, yerli elektrikli arabamız TOGG’u, rüzgar ve güneş santralleri ile enerji temini, doğalgaz ve petrol aramalarını,Türkiye topraklarının yarısına denk gelen MAVİ VATAN’I kazanma mücadelesini, uzay teknolojisine yoğunlaşmayı hiç bırakmadan bugünlere kadar yola devam etti. Şimdi artık yatırımların arttırılarak, istihdamın ve üretimin arttırılması ve ihracatın arttırılarak ithalatı pahalılaştırıp iç üretime alan açarak CARİ açığın artıya döndürme zamanıydı. Hazmedemeyenler elbette olacaktı oldu da. Hazır faizle para kazanmaya alışmış olanlar ve DÖVİZ KURUNU başımızda hep Nükleer Bomba gibi tutanlar artık ellerinde ülkemize gösterecekleri silah kalmadığı için son kozlarını yani döviz silahını ateşlemişlerdi. Yani 2001 öncesi gibi, Borsada şirketlerimizin değeri çöpe mi döndü? Bankacılık sisteminde bir arıza mı oldu? Gecelik faizler %1500 leri ve hatta %7500 leri mi aştı? Elektrik kesintileri aldı başını gitti mi? Fabrikaların çarkları mı durdu? Aksine irili ufaklı bütün bantlar çalışıyor, İhracatımız rekorlar kırıyor. Büyüme rakamları rekorlar kırıyor ve inşallah CARİ AÇIK ARTIYA dönüyor. Ama oluşturdukları panik havası…… İçerideki muhalefetin CHP ,İP liderlerinin sürekli ABD Büyükelçisi ile görüşüp sonrada halka sokaklara inin çağrıları……… Bu siyasilerin halka korku ve panik aşılaması…………. Yatırımcılara TÜRKİYE'YE gelmeyin çağrısı, gelenlerinde tehdit etmeleri……. Sermaye kontrolü geliyor gibi yalan haberler………. Dövizi çıldırtarak,hayat pahalılığı ve yaptıkları sokak çağrıları ile ülkeyi belirsizliğe sürüklemek istediler. Ancak son sözü yine CUMHURBAŞKANIMIZ söyledi….. Hem içerideki hem de dışarıdaki mihrakları şok eden YENİ EKONOMİK MODELİ duyurdu. Millet liderine güvendiğini yine gösterdi ve bütün algı terse döndü ve millet akın akın döviz bozdurup Türk Lirası hesaplarına koştu.