Covid-19 pandemisinin, 2019 yılı sonundan itibaren 2020 yılı ve 2021 yılının ilk yarısı dahil tüm Dünyayı en az 2. Dünya savaşı dönemi kadar etkilediği açıklandı. Bombalarla, ölümler ve...

  Covid-19 pandemisinin, 2019 yılı sonundan itibaren 2020 yılı ve 2021 yılının ilk yarısı dahil tüm Dünyayı en az 2. Dünya savaşı dönemi kadar etkilediği açıklandı. Bombalarla, ölümler ve yıkımlar olmadı ama pandemi şartlarının milleti eve kapayıp, pandemi sebebi ile olduğu açıklanan ölüm haberleri çok öne çıkarılmasından dolayı korku ve belirsizlik ortamıda panik için etkili oldu. Bu ortamda bütün dünyada, Üretim çarkları birden durdu, Tarım üretimi sekteye uğradı, Tedarik zincirleri kopukluk yaşadı, Hizmet sektörü ise tamamen durdu, bu panik halin sonucu işsizlik ve sefalette bütün dünyada aldı başını gitti. Bu şartlarda ABD,İNGİLTERE ve AB gibi zengin ülkeler başta olmak üzere üretimi devam ettirebilmek ve tüketimi teşvik ederek tekrar çarkları döndürmek için yıllardır doldurdukları kasalarını piyasaya boşalttılar. Türkiye gibi geçmişi İMF’ye borç ödemeleri ile geçtiği için kasası borçla dönen ülkelerde üretimi durdurmayarak çarkları döndürmek ve üretime devam edebilmek adına, Vergi, SGK ve Nakdi destekler yanında dar gelirlilere verilen imkanlar ölçüsündeki desteklerle çarklar hızlı döndürüldü. İşte bütün bu teşvikler ABD,İNGİLTERE ve AB ülkeleri dahil bütün dünyada yeni bir ekonomik hastalığı hortlattı. Eksilerde ve Sıfır seviyelerdeki enflasyonlar birden %300-400 oranlarında artmaya başladı. Ülkemizde ise zaten yurt dışından gelen döviz operasyonları sonucu enflasyonda istenmeyen bir artış vardı. İşte tam bu dönemde böyle bir krizle artış trendinde olan enflasyona hız kestirmek elbette zor oldu. Dünyada sıfır olan enflasyon oranları %3,5-4 hatta 5'lere ulaşarak, %300'ler üstündeki enflasyon artışı ortaya çıktı. Çok şükür ülkemizde aynı yüzdelere ulaşmadan %20-25 lerde frenlenerek inşallah tekrar tek rakamlara döneceğinin sinyallerini aldık. Cumhurbaşkanımız’da bu fahiş fiyat artışlarını bir an evvel durdurmak zorunda olduğumuzu biliyoruz ve Olağanüstü Pandemi şartlarının hortlattığı bu ateşi ZULÜM olarak adlandırdı ve geçmişte söndürdük tekrar söndüreceğiz dedi. Evet enflasyonu frenledik diyoruz ama kira ve gıdadaki artışların enflasyon ortalamasının çok üstünde olması nedeniyle hanelere ateş topu gibi düştüğününde bilinmesi lazım. Zaten Cumhurbaşkanımızın son açıklamalarında ZULÜM olarak adlandırdığı bu sıkıntının farkında olduklarını ve hızlada insanımızın cebine gireni arttırmaya başladıklarını ayrıca piyasayı sıkı kontrole başladıklarınıda açıkladılar. İşte tamda bu ortamda bu ENFLASYON ZULMÜNÜ geriletmek için yapılması gerekenleri sıralamak ihtiyacı hissettim. Bütün AK PARTİ’lilerinde bu sıkıntıları ve vatandaşın dertlerini açık yüreklilikle üst yönetimlerine aktarması lazım. Çünkü sıkıntıları kabul etmemekle çözüm olmuyor hatta işler daha çetrefilli hale geliyor. Sıkıntılar ve çözümler açık yüreklilikle kabul edilip üst yönetimlere aktarılır ise hızlı çözümünde yolu açılır. Gıda,tarım ve sanayi ürünlerindeki ateşi söndürmek için sadece polisiye tedbirlere değil, üretim döneminden başlayan köklü tedbirler gerekiyor. Mevcut Gübre ve Mazot destekleri güncellenip gerekirse bu dönem %100'e çıkarılmalı, Ürün alım garantisi verilmeli, Ürün alım fiyatları ürün ekiminden önce açıklanmalı, Ekimi yapılan arazilerin sulamalarındaki eksiklerin,noksanlıkların giderilmesi adına çifticilerimizin hizmetinde olunması gerekiyor. Tabii ki üretim ve tüketim miktarlarının tesbiti önden yapılıp gerekirse ihracata sınırlama getirilmesi gerekiyor. Üretimde yetersiz olan kısımlardada ithalatta vergiler düşürülmelidir. Uzun vadede de köylerimize dönüş teşvik edilmelidir. Hayvancılıkta saman ve yem fiyatlarında devlet desteği arttırılmalıdır. Hayvancılıkla uğraşanlarda SGK ödemelerine destek yapılmalıdır. Sanayide üretimin en önemli maliyeti olan enerji fiyatlarınada mutlaka devlet süsbansesi gerekiyor. Elektriğin ve Doğalgazın sanayiciye uygun maliyette verilmesi sağlanmalı. Pandemiden en fazla etkilenen hizmet sektörünün yaralarının sarılması adına, vergi ve banka borçlarının uygun şartlarda yapılandırılması gerekiyor. Ticaret bakanlığının hallerdeki ve marketlerdeki fiyatları ve faturaları hassasiyetle, kapsamlı bir şekilde ve sürekli incelemesi gerekir. En önemliside son günlerdeki cari açığın kapanması yönündeki çalışmaların hız kesmeyerek devam etmesi gerekiyor ki artık döviz operasyonları ile dövülmemiz önlenmelidir. Yazan: Abdullah Demir