“AŞAĞILIK YAZI” DERKEN! Pusula Gazetesi sahibi (Özellikle gazeteci demiyorum) “Aşağılık” yakıştırma...

“AŞAĞILIK YAZI” DERKEN!

Pusula Gazetesi sahibi (Özellikle gazeteci demiyorum) “Aşağılık” yakıştırmasıyla nasıl da kendi yazılarını tarif etmiş!

Hiç uzatmadan konuya bodoslama girelim;

Bir memurun kurumda yaptığı iddia edilen şeyleri “Devletin itibarı zedeleniyor’ düşüncesiyle gündeme getirmek “Aşağılık” yazı ise senin şu yazdıkların ve yaptıkların ne oluyor?

“İleri zekalı” olarak sen daha iyi bilirsin…

İlk Peygamber Hazreti Adem’e yazdığın gayri ahlaki fıkra başta olmak üzere dini ve manevi değerlere yaptığın saldırılar ile Basın İlan Kurumundan (BİK) ceza almana vesile olan “Ahlak dışı yazılar” bir yana “Aşağılık ötesi” kumpaslarını nereye koyacağız?

En büyük destekçin olduğu bilinen terzi dükkanını birlikte çalıştırdığı ağabeyi FETÖ’dan ceza alan Ak Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar başta olmak üzere kendisine yakın siyasetçilerin önünü açma adına;

Yargıtay Üyesi Yüksel Kocaman’a yazdığın “Kozalak kafa” yakıştırması ve yaptığın imalar,

Ak Parti Zonguldak İl Başkanı Zeki Tosun’a soy ismi üzerinden yaptığın hakaretler, kardeşi Hasan Tosun’a yazdıkların,

Ak Parti Milletvekili Hüseyin Özbakır’a yönelik itibarsızlaştırma hareketinde yazdığın ve yazmaya devam ettiğin cinsel içerikler,

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç’u itibarsızlaştırma ve hedef gösterme yazıların,

Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan’a diz çöktürmek için yazdığın ahlak dışı imalı yazılar,

Yatak odasına kadar yazdıktan sonra beyin kanaması geçirerek vefat eden GMİS Yönetim kurulu üyesi Hakkı Arslan’ın olayı,

Ahlak dışı görüntüleri üzerinden bir belediye başkanıyla yanına gittiğin ilçe Belediye Başkanıyla yaptığın pazarlığı,

Ve daha niceleri….

Nereye koyalım?

Hadi bunların adını da koy…

“Aşağılık yazı” bunlar değilse nedir?

***

 

Vali Tutulmaz samimiyse!

Zonguldak, hatta il dışında kime sorarsanız sorun çoğu “Şantaj” olayının bataklığını söyler…

“Şantaj” olayını bitireceksek sinekle değil bataklıkla uğraşmalı, kurutmalıyız…

Bu sefer ki yazışmalara ve tartışmalara bana yazılmamasına rağmen ve tamamen “Fransız” iken girmemin tek nedeni “Şantaj” olayını ilk defa samimi olarak dillendirildiğine inanmam…

Vali Mustafa Tutulmaz’ın hastalığı, hatta kangreni tespiti tam yerinde oldu…

Bundan önce Valiler Erol Ayyıldız, Ahmet Çınar ve Erdoğan Bektaş da dillendirdi  hatta tavrını da koydu… Yıllarca “Şantajın kaynağı” ile görüşmedi, randevu dahi vermediler…

Tespit doğruysa, samimiyet de varsa ve niyette halis ise zaten bu sorunun üzerine gider düşüncesiyle Sayın Vali Mustafa Tutulmaz’ın önünü açalım dedim…

2003 yılındaki şantaj olayında “Devletin itibarı” adına nasıl mücadele ettiysem şimdi de aynı mücadele içindeyim…

Ne şahsi kinim ne de şahsi menfaatim adına bir çabam olmadı, olmayacak…

Şimdi samimiyetin gösterilme zamanı…

Madem Zonguldak’taki medyada “Şantaj” olayını kabul ettik, adını da koymamız lazım Sayın Valim…

Kim, kimlere, neden şantaj yapmış, yapıyor?

Sakın Cumhuriyet Başsavcılığını adres göstermeyin!

Bu olay artık “Devlet meselesi”

 

***

 

Sana ancak Kadir İnanır!

Yine arızaya bağladı…

Yok BAKKA’dan baskı işi yok FETÖ ile ilişkisi olanlarla görüşülmesi…

Yok haberden ceza almamızı haber yapıldığından yazıyor olmamız…

İnandır kendini öyle yaz… Kendin bile inanmadın belli, yazdıklarına…

Sakin Ali Rıza, sakin!

Benzin almak için masa mı kurulur?

Yediğin dayağın görüntüleri vardır… Yayınla da görelim benzin mi alıyordun pazarlık mı yapıyordun?

Çete üyesi olmaktan yargılanan gazete sahibinin FETÖ üyeliğinden cezaevinde yatan ve daha önceden kayyum atanan benzin istasyonunda 3’lü buluşması…

Hem de devletin verdiği korumayı atlatarak buluşma!

Sana bu saatten sonra ne Vali Mustafa Tutulmaz inanır ne de Cumhuriyet Savcıları…

Sana ancak Kadir İnanır!

O da seni kurtaramaz!

Ayrıca, “Benim ile ilgili söylediklerin doğruysa ben, doğru değilse sen ŞEREFSİZSİN” demiştik, hatırlarsan… Bu iddiaya BAKKA işindeki yeni yalanlarınla birlikte “Kovulma…” ve Osman Sav ise, sadece Şaban Aydemir ve İzzet Dursun’u yazmak istiyordu” uydurmalarını da ekleyelim!

Önce bir “ŞEREFİNİ” kurtar! Sonra karşılıklı yazışırız… Şimdilik müsaadenle Zonguldak’ın ve gazetecilik mesleğinin itibarını kurtarma adına “Şantaj, tetikçi ve ahlak dışı” yazılarını 4 MAYMUNU oynamaya alışanların dikkatine sunmaya devam…

Bunun vebalinin Vali Mustafa Tutulmaz dahil tüm siyasetçi, bürokrat ve savcılarda olduğunu deklere etmeye devam…

Her yazdığın ahlak dışı, dini ve manevi değerlere saldırı, şantaj, tetikçi yazılarında sana destek veren milletvekilleri, belediye başkanları, bürokrat, iş insanlarının vebali olduğunu hatırlatmaya devam…

Belki birileri vicdan yapar!

Bu arada;

17/25’den önce Afrika safarilerine katılan, 17/25’den sonra derneklerinden bile istifa eden iş insanlarıyla 15 Temmuz sonrası tutuklanıp hapisteyken “Benim hocam hiçbir savaşı kaybetmedi, bu savaşı da kaybetmeyecek” diyenleri aynı kefeye koyman acayip adaletli olmuş!

Ayrıca; Benim kastettiğim para alma mevzusu İzzet Dursun ile Şaban Aydemir arasında yaptığın al gülüm ver gülüm olayı değildi…

Bu vesileyle onları da kendini de deşifre ettin… Bu sözde borç alıp verme olaylarının 15 Temmuz sonrası da devam edip etmediğini ispat etmek Emniyet ve savcıların, inanmaksa yedirebilirsen vatandaşın işi… Ayrıca “Bir bilen ve yaşayan” olarak Zonguldak eski Emniyet Müdürü Metin Turanlı’ya da sormak lazım…

Zaten “Neden Doğu Otomotiv ihalesini iptal ettirdin” diye bir savcı soru verse gerisi çorap söküğü gibi gelecektir…

Bekliyoruz… Adalet yavaş da gitse yerini bulur!

 

 

***

 

 

 

HAFTANIN SÖZÜ:

 “Ali Rıza Tığ, bana iftira attı. Beni mahvetti. Canlı şahidiyim… Valimiz beni dinlerse şantaj olayını çözer” 

Karaman eski Belediye Başkanı Mustafa Kalaycı

 

***

 

SÖZÜN ÖZÜ:

“İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.”

Prof. Dr. AZİZ SANCAR