Adetten oldu artık, 28 Şubat süreciyle ilgili ağzı olan konuşuyor... Özellikle siyaseten bir yerlere gelmeye çalışanlar mağdur oldukl...

Adetten oldu artık, 28 Şubat süreciyle ilgili ağzı olan konuşuyor...

Özellikle siyaseten bir yerlere gelmeye çalışanlar mağdur oldukları imasıyla siyasette yer arıyor...

Bir tek mağdurlar susuyor!

Çünkü onlar inandıkları için mağdur oldular, inançları gereği eziyet çektiler...

Bu işin ne reklam tarafında ne de meşhur olma tarafındalar...

Her 28 Şubat geldiğinde hafızam tazelenir...

28 Şubat döneminde İHA'nın Ereği bürosundaydım...

Türkiye genelinde 28 Şubat dönemi bazı illerde özellikle hissedilirken Zonguldak'ta ise özellikle Ereği ilçesinde hissedildi, yaşatıldı...

Polis panzerlerinin İmam Hatip Lisesi önünde tazyikli su sıkarak çocuklarımızı, geleceğimizi nasıl kovaladığı,

Batı Çalışma Gurubu denilen devlet içinde güya devlet yapılanmasının fişleme hareketi,

Deniz kuvvetlerden bir komutanın kaymakama ve hatta valiye talimat verişi,

O zaman da anlamamıştım şimdi de anlamıyorum!

Hele İmam Hatip lisesi öğrencilerinin başlarının açılmak istenmesi,

Polislerin şiddet uygulaması, panzerin tazyikli su sıkışı...

Sanki akıl tutulması yaşanmıştı ülkede!

Kışladan çıkartılan tankların geçişini çekemeyen malum medyanın çekmesi için tekrar tankların geçirilmesi...

Dinini yaşamak isteyen kızların başörtüsünü zorla çekilmesi...

Bunun ötesinde dini değerlere yapılan saldırı...

Sahte şeyhler üzerinden dini değerlerin itibarsızlaştırma hareketleri ve nicesi...

O zaman da şimdi de anlaşılmayan ve akıl tutulması yaşanan nice olaylar!

Geri planda ise bankaların hortumlanması...

O nedenledir ki 28 Şubat'ı  anlamaya çalışmayın!

Bir daha yaşatmamaya çalışın!

Hem demokrasi, hem özgürlük hem de dini değerlere saygı bunu gerektirir...

***

28 Şubat asıl kime yapıldı?

28 Şubat süreci sadece başörtülü insanımıza yönelik yapıldığı yönünde bir yanılgıya düşülüyor...

Süreci iyi yaşayanlar hatırlasın lütfen;

Polisler gizli gizli namaz kılmaya çalışır, Ramazan ayında oruç tutanlar niyetlerini gizlerdi...

Sahte şeyhler türetildi!

Sahte baskınlar yapılıp aklı sıra baskınlar yapıldı!

Senaryoyu yazan, yöneten ve oynayanları iyi tahlil etmek lazım!

28 Şubat süreci kime yaradı, kime yaramadı, kim zarar gördü, kimler nemalandı?

Cevap asıl burada gizli...

Senaryoyu yazanlar, "Türkiye'yi elindeki bastonu atacak kadar iyi, yatağa düşecek kadar hasta etmeyiz" diyen 12 Eylül darbesinin uzantıları...

Yöneten; solcu kılığına girmiş soytarılar!

Oynayanlar, nemalanan siyasi uzantıları ile bugünkü FETÖ yapısı...

Gerçek solcu veya emekten ve demokrasiden yana olanların bile hazmedemediği süreçte utançların hangi birini saysak, eksik kalır...

O nedenle, boşuna anlamaya çalışmayın!

Yaşandı, bitti, saygısızca!

Yalnız şu unutulmasın ki;

12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz'lar bitmez!

Yöntem ve taktik farklı olsa da niyet, hedef aynı!

"Birlik beraber olmayan, hasta Türkiye..."

Uyanık olmak lazım!

***

28 Şubat, bin yıl sürecek!

28 Şubat ülkeye ve daha da ötesi dini değerlere darbe girişimi...

En meşhur sözlerinden biri de "Bin yıl sürecek" olmuştu...

Belki siyasi boyutu itibariyle bin yıl sürmedi ama dini değerlere saldırı, birlikteliğimize atılan nifak tohumları, insanımızın birbirine olan sevgi, saygı, hoşgörüsü açısından bin yılı devirecek gibi!

Öyle ya; Hala daha toplumda dini değerlere saygı göstermeyen kesim var ve zaman zaman da topluma hükmediyor!

Bunun ötesinde sahte şeyhler ve sözde din adamları dini ticaret haline getirmiş durumda...

Toplumumuza verdiği zarar devam ediyor, edecek...

Bin yılı bilmem ama onlarsa sene sürecek gibi duruyor...