Geçmişi unutmamak yeniden yaşamamak ve yaşatmamak adına Tarihimize sahip çıkmalıyız. Batı ve
Yandaşları daim sömürgecilik anlayışıyla kalkınmasını engelleyip kendine sömürge yaptıkları
devletçik...
Geçmişi unutmamak yeniden yaşamamak ve yaşatmamak adına Tarihimize sahip çıkmalıyız. Batı ve
Yandaşları daim sömürgecilik anlayışıyla kalkınmasını engelleyip kendine sömürge yaptıkları
devletçikleri her daim gayrimeşru yollarla önlemektedirler. 1990’lı yıllarda Wikileaks belgelerine
dayandırılarak terör örgütlerinin Ermenilerle olan danışıklı bilgilerine ulaşılmıştı. Mamafih Taşnaklar
ile ilgili işbirliklerinden, gizli açık terör örgütlerinin iletişimlerine kadar yer verilmişti. Kazan
kaynatılıyor ne zamana kadar kaynar bilinmez.
Demokrasiye ve İnsan haklarına saygıdan bahsedenler daim çevremizdeki coğrafyayla uğraşarak
kan ve gözyaşı getirmişlerdir. Türkiye’nin kaderi bu coğrafya da tutunmak olduğu gibi çevresiyle de
barışık politikasını devam ettirebilme erdemliliğidir. Ne zaman samimi ve dostça antlaşmalar yapsak
peşine oyun kurucuların şer faaliyetleri gelmekte bu tesadüf mü yoksa …!
Osmanlı Devleti’nin çökmesine yardımcı olanların başında gelen İttihat ve Terakki Cemiyeti ve
kurucuları azınlıkları destekçisi olarak görerek Hatta, Cemal Paşa’nın meşhur bir açıklamasıyla ‘’ Biz
Ermenileri Rum ve Bulgarlardan daha çok severiz. Çünkü onlar bu iki milletten daha mert ve daha
kahramandırlar. İki yüzlülük bilmezler. Dostluklarında sadık, düşmanlıklarında metindirler. Biz
Ermeniler ve Türkler arasındaki düşmanlığın başlıca sebebinin Rusya siyaseti olduğu inancındayız.’’
dile getirir.
Tarih yalan söylemez. 31 Mart ayaklanmasını bastırmak için İstanbul’a giren Hareket Ordusu,
Ermeni cemaatini de ziyaret ederek Enver Paşa’nın Ermenilerin ayaklanmacılara karşı durmasını kast
ederek ‘’Yaşasın Taşnaksutyan Cemiyeti, Ezelden beri hepimiz kardeşiz. Artık Bulgar, Ermeni, Rum,
Romen, Yahudi, Türk yok. Bu mavi gökyüzü altında hepimiz eşitiz. Biz Osmanlı olmaktan guruluyuz.’’
Sözlerini sarf etmiştir.
Dış şer güçlerin 1910’lu yıllarda ansızın harekete geçmesiyle başlayan ayaklanmalarda Bükreş’te
Askeri Ateşe’nin Ruslar lehine casusluk yapan Ermenilerin provokatif eylemlerinin baş göstermesiyle
büyüyen olaylar. Amerika da kurulmuş cemiyetler ve Ermeniler tarafından toplanarak Osmanlı
Devletinde bulunan Ermenilere dağıtılmak üzere gönderilen paraların akibetine kadar bir çok fail
vukuular baş göstermeye başlamıştı.
Ne oldu da sonrasında acı olaylar vukuu buldu gerekli mi idi bu yaşananlar..! Elbet gizli açık bir çok
arşiv saklı kaldı veya yok edildi bilerek, cephenin gerisinde meydana gelen iç tehdit olayları, asayişin
bozulması, güvenlik zafiyetine sebep olan saldırılar ve alınan tedbirler bu dönemin öne çıkan doğru
veya yanlış faaliyetleri idi. Ermenilerin nakil ve sevklerini gerektiren siyasi sebeplere ilişkin Bakanlar
Kurulunca 31 Mayıs 1915’te kabul ve ilan edilen karar ile başka yerlere nakledilen Ermenilerin iskan
ve iaşeleriyle diğer konular hakkında 10 Haziran 1915 tarihli yönetmeliği dikkatle incelemenizi
öneririm. Selam ve dua ile.
Araştırmacı Yazar-Tarihçi
Volkan Yaşar BERBER